Boğaz Polis Karakolu’nda tutuklu bulunduğu sırada  yaşamına son veren Ahmet Sarıkılıç ile ilgili Yeni Bakış’a konuşan Avukat Mamalı, Polis Örgütü ve hukuk sistemi hakkında ortaya koyulanların kaale alınmamasının bedelini insanların canlarıyla ödemesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirtti.

Polis Örgütü’nün çağdaş, demokratik, sivil ve insan haklarına dayalı bir yapıya kavuşturulmadan bu ve benzeri mağduriyetlerin hiç azalmayacağını ifade eden Mamalı, bu konunun incelenip değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

Mamalı, “Polis polisi soruşturacaksa çıkan sonuca kimse inanmayacaktır” diyerek,  “bunları her benzeri olayda söylememize karşın maalesef ne sorumluluk anlamında ne de ölenin yakınlarına yönelik hiçbir ciddi ve somut adım atıldığını görmekteyiz” diye konuştu.

Deniz ABİDİN

Anonimus Hareketi Başkanı, Avukat Barış Mamalı, tutukluluk altında iken bir zanlının hücresinde canına kıyması karşısında büyük bir üzüntü duymakta olduğunu ifade ederek, bir insan hayatının sona ermesi bağlamında söylenecek her şeyin boş sayıldığını kaydetti. Mamalı, Polis Örgütü ve hukuk sistemi hakkında ortaya koyulanların kaale alınmamasının bedelini insanların canlarıyla ödemesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirtti. Polis Örgütü’nün çağdaş, demokratik, sivil ve insan haklarına dayalı bir yapıya kavuşturulmadan bu ve benzeri mağduriyetlerin hiç azalmayacağını ifade eden Mamalı, bu konunun iki bacaklı incelenip değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

“Tutuklunun tüm yükümlülüğü devlete aittir”

Mamalı, söz konusu şahsın devlet zoruyla gözaltına alınıp özgürlüğünden mahrum bırakıldığı için artık onun üzerindeki tüm sorumluluğun kusur dahi aramaksızın devlete geçmekte olduğunu kaydetti. Barış Mamalı, tutukluların yaşamsal ihtiyaçlarını gidermeden tutun da can güvenliğini korumaya kadar tüm yükümlülüğün onu hücreye sokan devlete ait olduğunu belirtti. Bu açıdan genelde devletin özelde ise Polis Genel Müdürlüğü’nün bu noktada titiz bir şekilde her türlü önlemi alma mecburiyeti olduğuna dikkat çeken Mamalı, tutuklunun hangi koşulda ve neden intihar ettiğinin bu bağlamda hiçbir önemi olmadığını, devletin bundan bahaneler üreterek sıyrılamayacağını belirtti.

“Polis polisi soruşturacaksa çıkan sonuca kimse inanmaz”

Mamalı, “Polis polisi soruşturacaksa çıkan sonuca kimse inanmayacaktır” diyerek,  “bunları her benzeri olayda söylememize karşın maalesef ne sorumluluk anlamında ne de ölenin yakınlarına yönelik hiçbir ciddi ve somut adım atıldığını görmekteyiz” diye konuştu. Mamalı, Polis Örgütü’nün militarist yapısının yani başında askeri bir yönetimle idare edilip demokrasi dışı bir şekilde hükümetin etki, kontrol ve denetiminden bağışık tutulma halinin devam etmesiyle bu örgütün çok daha kötü günlere doğru sürükleneceğini ifade etti.

 “Polisin görev yapma ruh hali bozuldu”

Mamalı, şöyle devam etti, “ Şunu da açık ve net belirtmeliyim ki Polis Örgütü hangi ruh halinde olursa olsun insan haklarına karşı mutlak saygı içerisinde olmak zorundadır. Olayın bir başka ayağı ise Polis Örgütü’ndeki personelin yaşadığı ve yıllarca katlanarak devam eden sorunların artık hat safhaya ulaşması; bunun sonucunda da polis mensuplarının (mutlu azınlık hariç) görev yapma ruh hallerinin bozulup dağılmasıdır.  Polislere, yasal hakları olmasına rağmen uzun yıllardır, kırk sekiz saatin üzerinde yapılan çalışmalar için hak ettikleri Ek Mesai Ücreti ödenmemekte, Sürekli Angarya çalıştırılmakta ve birçok yasal hakları verilmemektedir. Terfi ve Nakillerin yarattığı huzursuzluk ise işin bir başka boyutudur”

Mamalı, polis mensuplarının çok ağır koşullarda çalıştırılmalarına karşın ceplerinden para harcatılıp maddi açıdan zora sokulduklarını, manevi yönden ise sosyal ve ailevi hayatlarının ise kötüleşmesinin cabası olduğunu kaydetti.

“Polis Örgütü demokrasi ve insan hakları ekseninde düzeltilmelidir”

Mamalı, polislerin emeklilik haklarının seçim döneminde oyuncak gibi siyasilerce kullanılıp bir kenara atıldığını, bunun da tüm bu sorunlara tuz biber eklediğini söyledi. Mamalı, “Sivil Hizmet Görevlilerinin hali ise daha beterdir. Tüm bunlar artık acilen birlikte değerlendirilip Polis Örgütü demokrasi ve insan hakları ekseninde düzeltilip normale döndürülmelidir” diye konuştu.