Pornografinin beyne hasar veren etkilerini düzeltmenin bir yolu var.

Journal of Sexual Medicine Dergisi'nde geçen hafta yayınlanan bir çalışmada yaşları 15 ile 25 arasında, Hollanda'da yaşayan 4.600 genç üzerinde, artık çoğunlukla internetten izlenen pornografinin davranışsal etkisi gözlemlendi ve şaşırtıcı bir şekilde küçük olduğu görüldü. Habere gösterilen tepki mi? İnsanlar tabii ki sevinçten haykırmadı. Fakat içlerinden gelenin bu olduğunu hepimiz biliyoruz.

Uzmanlar bu karşıtı görüşleri bağırlarına basarken ebeveynler büyük bir sorundan kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor.

Tabii ki çalışmanın başındaki uzman, önceki çalışmaların pornografi ve cinsel davranışlar arasındaki ilişkiyi abartmış olabileceğini söyleyince daha iyi bir tepki daha aldı: "Tabii canım!". Tıpkı dikkatsiz araba sürmek ve alkol arasındaki ilişkiyi abarttığımız gibi!

Bir yıldan beri genç arkadaşlara pornografinin etkileri konusunda fikirlerini soruyorum ve dürüstçe yanıtlıyorlar. Geçen hafta 29 yaşındaki başarılı bir hanıma pornonun, yatakta ya da yatak dışında yaşamını etkileyip etkilemediğini sorduğumda tipik cevabı verdi.

"Yüzde bin". Bu kadın, kendini defalarca pornodan öğrenilmiş, eğlenceli olmayan hatta rahatsız edici durumlarda bulmuştu. Daha da önemlisi partneri ters bir şey olduğunun farkında dahi değildi. Bu durumun arkasında bir kızın şanssızlığı ya da bir çocuğun hareketleri yok. Bu bir jenerasyonla ilgili bir durum. 40'ın üzerinde olduğum için hiç bir konuda bu kadar şanslı hissetmedim.

Bugün dünya çapındaki websitelerinin yüzde 12'si pono içerikli. 40 milyon Amerikalı bunları düzenli olarak ziyaret ediyor, Cosmopolitan Dergisi'nin son yaptığı bir araştırmaya göre (ki kabul edelim Cosmopolitan bu konuda bir otorite) 18-34 yaş arasındaki kişilerin yüzde 70'i ayda en az bir kere porno izliyor. Başka bir araştırmaya göre ise terapistlerin yüzde 94'ü porno bağımlısı kişi sayısında artış olduğunu söylüyor. Porno koca bir neslin seks eğitiminden sorumlu hale geldi ve gelecek nesil için de böyle olabilir. Yapılan bir tahmine göre ilk porno izleme yaşı ortalama 11. İlk öpücüğünüzden önce "Paris'te Son Tango"yu izlediğinizi düşünün.

Pornonun yakın ilişki kurmakla olumsuz bir bağlantısı olduğunu gösteren sayısız çalışma var, dahası nörolojik görüntülemeler de bunu doğruluyor. Princeton Üniversitesi'nden psikoloji profesörü Susan Fiske, 2010 yılında erkeklerin porno izledikten sonra çekilen emar görüntülerini inceleyen bir çalışma yürüttü. Sonuç olarak beyinsel aktivite, kadınlara insandan daha çok nesne olarak baktıklarını ortaya koydu.

Tekrarlı olarak porno izlemek beyindeki sinirsel yolları gerçek hayatta tatmin edilebilir olmayan bir tip ve düzeyde uyarıcıya ihtiyaç duyacak şekilde değiştiriyor. İlk başta büyük bir heyecan duyan izleyici sonrasında adeta lanetleniyor. Ancak beyinlerimiz evrimin bir lütfu olarak şekillendirilebilme özelliğine sahip bu da hasarın geri döndürülebilir olmasını sağlıyor. "Kendini Değiştiren Beyin" isimli kitabında psikiyatrist Norman Doidge aşırı pornoya maruz kalan ve uyuşturucuyu bırakır gibi bırakmayı başaran hastalarını anlatıyor.

Doidge, bu hastaların beyinlerinin normale döndüğünü ancak bunun izlemeyi bıraktıktan sonra gerçekleşebildiğini söylüyor. Tamamen bıraktıktan sonra.

Doidge, bu adamların hiçbirinin bağımlılık yatkını ya da tuhaf tipler olmadığının altını çiziyor. Ancak söz konusu şekillendirilebilme özelliği çift yönlü. Beyin, sevgili ya da eş gibi daha önce ilgi çekici olan şeylerin yerine yeni ve heyecan uyandırıcı imgeler aramaya başlıyor. Psikiyatrist doktor, bu hastaların sorunlu sinirsel ağlar zayıflayana kadar bilgisayarlarını daha az kullandıklarını ve porno iştahlarının bir süre sonra yok olduğunu belirtiyor.

Bu zihinsel rehabilitasyon süreci aşık olduğumuzda birini unutmayı başarıp yeni biriyle tanıştığımız sürece benziyor. İlk başta eski izlediğimiz yolları unutuyoruz, beynimizdeki milyarlarca bağı kesip yeniden yazıyoruz. Böylece yeni birini yaratıyoruz. Yani, bir açıdan, aşk aslında her şeyi yenebiliyor, pornoyu dahi. Lütfen en yakınınızdaki ergenlik çağını yaşayan gence bunu anlatın.

Kaynak: mynet