1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. PROVOKASYONLARA GELMEYİN!
PROVOKASYONLARA GELMEYİN!

PROVOKASYONLARA GELMEYİN!

“Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı”

A+A-

Sivil toplum örgütleri, halkı yaşanan olaylar karşısında soğukkanlı ve sağduyulu davranması konusunda uyarırken,toplumsal linç kültürüne ortak olunmaması çağrısında da bulundu

Özlem ÇİMENDAL
Son günlerde ülkede yaşananların linç kültürü ile birlikte nefret temelinde şekillendiğini dile getiren bazı sivil toplum örgüt temsilcileri, halka daha sağduyulu olarak, provokeye gelmemesi çağrısında bulundu.  
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel 
Koordinatörü Hürrem Tulga: “Olması gereken 
Kıbrıs’tan çok başka 
bir görüntü vardı”
Önceki gün hem Mecliste, hem de Afrika Gazetesi’nin önünde yaşanan olayları değerlendiren Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, olması gereken Kıbrıs’tan çok başka bir görüntünün görüldüğü ve yaşandığını dile getirdi. 
 
Empati temel alınmalı 
Tulga, “Empati de kurmaya çalışıyoruz. Gerek açıklamaları ve protesto gerçekleştirmek için harekete geçenlerin yerine kendimizi de koyarak anlamaya çalışıyoruz” dedi. 
“Polisin tutumu tarihe kaydedildi”
Yaşananların özellikle polisin tutumu açısından tarihe kaydedildiğinin altını çizen Tulga, “Her toplumda, kültürü linç etmeye müsait insanlar da var. Hiçbir empati ortaya koymadan düşüncelerini aktaranlar da olabilir ama hukuk devleti iddiasında olan bir kurumun önceki gün vatandaşa, Cumhurbaşkanına ve Meclis’e eşit mesafede durmayışı açısından ibret vericidir” şeklinde konuştu. 
 
“Neredeyse linçe ortak olarak, korumak için değil olay çıkarmak için vardılar”
KKTC hukuku ve adaletinin yanı sıra polisin yaşanan olaylardaki tutumunun irdelenerek üzerinde durulması gerektiğini belirten Tulga, “Neredeyse linçe ortak olacak bir tutum içerisine girilmiştir. Polis sanki korumak için değil, olayı çıkarmak için vardı görüntüsü çizdi” ifadelerini kullandı. 
 
“Devlet ve demokrasi temelinde ciddi düşünülmesi gerekiyor”
Önceki günkü yaşananların devlet demokrasisi ve devlet geleneği açısından herkesin şapkasını çıkararak, üzerine gitmesi gereken bir mesele olduğunu vurgulayan Tulga, “Artık bu olayın değerlendirmesi değil, ciddiyetle üzerine gidilmesi gerekmektedir” dedi. 
 
“Devletin tutumu taraf olup, olaylara yön vermek mi?”
Ortaya çıkan linç kültürü ile birlikte buna zemin hazırlayan ve besleyen bazı kişilerin ve yapıların olduğu gerçeğinin de göz önünde olduğunu ifade eden Tulga, “Onaylarsınız onaylamazsınız, onaylamak tabii ki mümkün değil ancak, devletin tutumu birinden taraf olup da olaylara yön vermekse eğer bu noktadan sonra artık bir şeyleri sorgulayarak üzerine gitmekten başka bir yolumuz yoktur” diye konuştu. 
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları:
“Halkı sağduyuya davet ediyoruz”
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları da, KKTC’nin yıllardır birçok oluşum ve farklı görüş ile iç içe yaşayan bir yapısının olduğunu dile getirerek, demokrasi temelinin hiçbir zaman elden bırakılmadan karşıt görüşlere her zaman hoşgörülü bir yaklaşım sergilendiğini ifade etti. Naimoğulları, önceki gün hem Meclis hem de Afrika Gazetesi önünde yaşananları eleştirerek, halkı sağduyuya davet etti.
 
“Alışık olunmayan görüntüler görüyoruz”
Ülkede son günlerde alışık olunmayan türde yaşanan olayların artık kimsenin kimseye tahammülü kalmadığı görüntüsünü ortaya çıkardığını anlatan Naimoğulları, “Herkes konuşma özgürlüğünü kısıtlamadan, özgürce düşüncelerini ifade ederek yaşadı bu ülkede” dedi.
 
“Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı”
Naimoğulları şöyle konuştu:  “Bu ülkede ne olursa olsun olaylara yaklaşımımız nefret ve kaba kuvvet yönünde olduğu sürece bu olaylar daha da derinleşecektir. Bu kimsenin istediği ve onayladığı bir yaklaşım değildir, herkesin daha duyarlı olarak olaylara sağduyulu yaklaşması gerekmektedir.” 
 
“Provoke edilen olaylar topluma bir şey kazandırmaz”
Provoke edilen olayların toplumlara hiçbir şey kazandırmayacağının açık olduğuna dikkat çeken Mustafa Naimoğulları, siyasilerin seçimden önce, sonra ve şu an yaptıkları açıklama ve konuşmaların olayların tuzu biberi olduğu görüşünü dile getirerek, olayların tırmandırılmasına ve tahrik edilmeye sebebiyet verdiğine işaret etti. 
 
“Ortada sorun varsa şiddetle değil, hukukla halledilmeli”
Naimoğulları, “Tabii ki herkesin görüş hakkını özgüce ifade etmeye hakkı vardır, doğru ya da yanlışsa bu yetkili çevrelerce değerlendirilir. Ama eğer biz bir hukuk devletinde yaşıyorsak yaşananların da o yönde olması gerekmektedir, bugün yaşananlar gibi değil. Eğer ortada toplumu provoke edecek bir unsur varsa bunlar yargıya taşınır ve hukuk devletinin gerekliliği yerine getirilir” diye konuştu. 
 
Herkes kendi yargılayıp ceza verme peşinde
Hukuk devletinin gerekliliği şeklinde değil, herkesin kendi yargılayıp kendi cezasını verdiği sürece sorunların içinden çıkılmaz bir hal almasının da kaçınılmaz olacağının altını çizen Naimoğulları, “Böyle hiçbir yere varamayız. Kardeş kardeşle düşman olur ve toplumda nefreti besleriz. Bu nedenle herkesin sağduyulu olması gerekmektedir” dedi. 
 
“Bizde her zaman hoşgörü kültürü vardı”
Bugüne kadar ülkede birçok konuda çeşitli tartışmaların yaşandığını ve tansiyonun yükseldiğini de anımsatan Naimoğulları, buna rağmen olayların hiçbir zaman şiddet ve nefret temelinde şekillenmediğini dile getirdi. Naimoğulları, “Herkesin görüşüne saygı gösterilmesi gerekir. Toplum doğruysa da yanlışsa da bunları yargılar ancak cevap bu şekilde verilmemeli. Cevap, Meclis damlarında ya da linç kültürü ile verilmemeli.
 Herkesin daha ılımlı ve sağ duyulu yaklaşarak olaylara körükle gitmemesi gerekmektedir” diye konuştu. 
Polisin zafiyeti kabul edilmez 
Son günlerde yaşanan olayların çok önemli başka bir konunun daha sorgulanması gerektiğini gösterdiğinin de altını çizen Naimoğulları, polisin halkın güvenliğini sağlama konusundaki yetersizliğin üzerinde durulması gerektiğini ifade etti. Naimoğulları, görevi halkı korumak olan güvenlik birimlerinin yaşanan olaylar karşısında pasif kalmasının ise kabul edilemez olduğunu vurguladı.
 
“Siyasetçi itibar kaybediyor”
 Mustafa Naimoğulları, yaşanan olaylarının bir diğer boyutunun da ülke siyasetine ve siyasetçisine olumsuz bakış açısının hayat bulmasının yanı sıra, siyasetçinin de gün geçtikçe itibarsızlaştırılarak siyaset kurumuna duyulan saygı ve güvenin de sarsıldığının görüldüğünü ifade etti. 
Yeni Bakış
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.