1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SEL FELAKETLERİ BÜYÜK ZARARLARA YOL AÇMASINA RAĞMEN
SEL FELAKETLERİ BÜYÜK ZARARLARA YOL AÇMASINA RAĞMEN

SEL FELAKETLERİ BÜYÜK ZARARLARA YOL AÇMASINA RAĞMEN

derelerin doldurulması veya daraltılmasının bu yasaya göre suç

A+A-

MEVCUT YASAYI TAKAN YOK… Yaşananlardan ders alınmadığını belirten uzmanlar, yağmurlarla birlikte her yıl gündeme gelen su baskınları ve sel felaketlerinin en önemli sebebinin çarpık yapılaşma ile derelere yapılan yasadışı müdahaleler olduğunu vurguladı. Uzmanlar, “Fasıl 82 Kamu Derelerinin Korunması Yasası”nın 1930 yılından beri yürürlükte olduğunu ve derelerin doldurulması veya daraltılmasının bu yasaya göre suç sayıldığını belirtirken, yetkililerin uyarıları dikkate almayıp derelere yapılan müdahalelere seyirci kaldığını kaydetti.

DERELERİN ÖNEMİNİ KAVRAYAMIYORLAR... Kıbrıs Türk Biyologlar, Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Niyazi Türkseven, derelerle ilgili yasanın çıkarıldığı 1930’lu yıllarda yöneticilerin, derelerin öneminin kavranmasına rağmen, günümüzde aynı hassasiyetin gösterilmediğini söyledi. Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Orhan Aydeniz, yasayı uygulamakla yükümlü olan devlet yetkilileri ile hükümetin yapılanlara ses çıkarmadığını söyledi.

Yağmurlarla birlikte her yıl gündeme gelen su baskınları ve sel felaketlerinin en önemli sebebinin çarpık yapılaşma ile derelere yapılan yasadışı müdahaleler olduğu belirtildi.

Fasıl 82 Kamu Derelerinin Korunması Yasası’nın 1930 yılından beri yürürlükte olduğu ve derelerin doldurulması veya daraltılmasının bu yasaya göre suç sayıldığı vurgulanırken, yetkililerin uyarıları dikkate almayıp derelere yapılan müdahalelere seyirci kaldığı ifade edildi.

Merkez Kaymakamı Salih Gökpınar, 2013 yılında ülke genelinde 20 km’lik dere yatağının temizlik çalışmasının yapıldığını söyledi.

Çalışma gerektiren çok sayıda gölet, dere ve bent bulunduğunu ifade eden Gökpınar, çalışmaları Merkez Kaymakamlığı ve Su İşleri Dairesi’nin koordineli şekilde yürüttüğünü belirtti.

Çalışmaların maddi kaynak gerektirdiğini ve maddi kaynağın zamanında bulunması halinde çalışmalardan daha iyi sonuç alınabileceğini vurgulayan Salih Gökpınar, sorunlu bölgelerin yapılan keşif çalışmasıyla tespit edilmiş olduğunu dile getirdi.

Lefkoşa’da Su İşleri Dairesi tarafından temizliği yapılacak iki dere yatağı için çıkılan ihalenin sonuçlandığını ve çalışmaların başlayacağını söyleyen Gökpınar, yine Lefkoşa içerisinde bulunan bir dere yatağının temizliği için ise yakın zamanda ihaleye çıkılacağını kaydetti.

 

Türkseven: Sel felaketi, çarpık yapılaşmanın sonucu

Kıbrıs Türk Biyologlar, Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Niyazi Türkseven, çarpık yapılaşma nedeniyle ülkede, dere yataklarına ya doldurarak, ya da daraltmak suretiyle müdahalede bulunulduğunu söyledi.

Fasıl 82 Kamu Derelerinin Korunması Yasası’nın 1930 yılında, yani İngiliz Dönemi’nde hayata geçirildiğini vurgulayan Türkseven, hâlâ yürürlükte olan bu yasanın derelere müdahaleyi yasakladığını belirtti.

Söz konusu yasanın çıkarıldığı dönemdeki yöneticilerin, derelerin önemini kavramasına rağmen, günümüzde hâlâ derelerin öneminin fark edilmediği veyahut müdahalelere göz yumulduğunu ifade eden Türkseven, böylesi bir durumda sel felaketinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Türkseven, “Ne yazık ki sel felaketlerinin ardından sürekli olarak derelerin ıslah edilmesi konusu gündeme gelmektedir. Islah derken dökülen çöp ve molozların temizlenmesi veya dere içerisine yapılan binaların yıkılması olabilir, buna kimsenin itirazı yoktur, ama yok yere dozerlerle derelerin içerisine girip doğal ve ekolojik yapıya zarar verilmesi kabul edilemez” dedi.

Aydeniz: Yasa çiğneniyor
Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Orhan Aydeniz, ülkede yaşanan sel felaketlerinin derelere yapılan yasadışı müdahaleler olduğunu kaydetti.

Dere yataklarının uzun zaman içinde oluşan ve yağmur sularının zararsız bir şekilde akmasını sağlayan doğal kanallar olduğunu söyleyen Aydeniz, bu doğal akış kanallarının bozulması veya doldurulması sonucu yağmur sularının kontrolsüz bir şekilde etrafa dağılarak sel felaketine sebep olduğunu vurguladı.

Bu güne kadar yaşanan sel felaketlerinin tümünün dere yataklarının bozulmasından kaynaklandığını ifade eden Aydeniz, ülkede halen Kamu Derelerinin Korunması Yasası’nın çiğnenerek, dere yataklarının bozulmasına devam edildiğini kaydetti.

Yasayı uygulamakla yükümlü olan devlet yetkilileri ile hükümetin de, maalesef yapılanlara ses çıkarmadığını vurgulayan Orhan Aydeniz, basında çıkan şikayetler ve sivil toplum kuruluşlarının uyarılarının da dikkate alınmayıp dere yataklarının bozulmasına seyirci kalındığını belirtti.

Kıbrıs

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.