YORGANCIOĞLU: “İSTİHDAM ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPMAYA SON VERİLMELİ”

UBP Milletvekili Dursun Oğuz, ülkenin genel sorunlarıyla ilgili gündem dışı konuşmasında, geçici personelin işten çıkarılması konusuna değindi. Geçicilerin işine son verilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Oğuz, sınavı geçenlerin işten çıkarılmayacağı açıklamalarının da doğru olmadığı ve onların da işine son verileceği yönünde duyumlar aldıklarını söyledi.

Türkiye’den gelecek su konusunda aydınlatma istediğini kaydeden Oğuz, su geldikten sonra ne yapılacağı konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığını sordu. Oğuz, gelecek suyun 2 farklı bakanlığın görev ve sorumluluğu altında olmasını da eleştirerek, bu suyun ne kadarının yer altı akiferlerine aktarılacağı, ne kadarının tarımda kullanılacağı konusuna açıklık getirilmesini istedi.

Dursun Oğuz, suyun en etkin şekilde ekonomiye katkısı konusunda bir çalışmanın şart olduğunu belirterek, hükümetin bu yöndeki çalışmalarını açıklamasını talep etti. Suyun yönetimiyle ilgili bir birimin şart olduğunu kaydeden Oğuz, narenciye sektöründe yaşanan sorunlara da değindi. Oğuz, pazarlama konusunda yaşanan sorunlara vurgu yaparak, Cypfruvex’in bugün narenciye ihracatında devre dışı kaldığını savundu.

YORGANCIOĞLU

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, ülkede artık istihdam üzerinden politika yapılmasına son verme gerektiğini söyledi. Bu politikanın, verimsiz yapının başlıca nedeni olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, “Biz kimseyi ‘sen durdun’ diyerek işine son vermedik. Biz onlara şans verdik. Sınavı geçemeyenlerin bu devlete ne faydası olacak?” dedi.

Sınavı geçenlerin devam edeceğini ve Kamu Hizmeti Komisyonu’na münhal yollandığını kaydeden Yorgancıoğlu, kadroların dolmasından dolayı 2013’te iktidara geldiklerinde ihtiyaç olan birçok alanda çalışacak adam alamadıklarını söyledi. YAGA ve Rekabet Kurulu gibi önemli kurumları çalıştıracak istihdamları gerçekleştiremediklerini kaydeden Yorgancıoğlu, Kamu Görevlileri Yasası ile işlemleri geriye doğru da götüreceklerine işaret etti.

Kamudaki verimsizlikten herkesin şikayet ettiğine işaret eden Yorgancıoğlu, verimli bir yapının oluşturulması için sistemin hep birlikte kurulması ve muhalefetin de destek vermesi gerektiğini söyledi. Yorgancıoğlu, herkesi sağduyulu olmaya davet etti.

DÜRÜST

UBP Milletvekili Kemal Dürüst de, “hükümetin genel gidişatıyla” ilgili konuşmasında, eğitimde kalitenin önemine vurgu yaparak, üniversitelerle ilgili çalışmalara hız kazandırılması gerektiğini söyledi. Dürüst, yüksek öğretimde çıtanın yükseltilmesi gerektiğini kaydetti.

Lefke-Güzelyurt anayolun inşaatı sırasında üreticilerin sulama sistemlerine zarar verildiğinde bazı mağduriyetler yaşandığını kaydeden Dürüst, bu konuda gereken hassasiyetin gösterilmesini istedi.

Dürüst, narenciyedeki sorunlara da değinerek, 440 ton konsantre çalışma imkanı olan fabrikanın bugün çalışamadığını ve kesim ekiplerinin de ülkelerine dönmek üzere olduğunu söyledi. Dürüst, narenciyenin dalında kalacağının bir gerçek olduğunu savunarak, “Ne kadar az kalırsa, o kadar iyi olur. Hükümetin bu konuya eğilmesini bekliyoruz” dedi.

Kemal Dürüst, Türkiye ile Şubat 2012’de imzalanan protokol çerçevesinde yapılması öngörülen gençlik merkezleri ve diğer yatırımların durumunu sordu.

ARABACIOĞLU

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, üniversitelerin, ülkenin sonradan kazanılan zenginliklerinin başında olduğunu söyledi. YÖDAK ve üniversitelerin sorunları konusunda bir çalışmaları olduğunu kaydeden Arabacıoğlu, üniversiteler konusunda çok ciddi bir politika oluşturulması gerektiğini belirtti.

Arabacıoğlu, ülkeye gelen öğrencilerin ülkelerine döndükleri zaman birer fahri temsilci olacağını unutmamak gerektiğini kaydetti. YÖDAK’ın anayasal kurumlar arasında yer alması gerektiğini söyleyen Arabacıoğlu, kurulun binasının da yetersiz kaldığını belirtti.

Üniversitelerin, olası bir çözüm sonrasındaki geleceğinin ne olacağı konusuna da değinen Arabacıoğlu, bu konudaki çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

KAŞİF

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Kaşif de konuşmasında, Lefke-Güzelyurt anayolu inşaatında konusunda bölge halkıyla ve müteahhitle sürekli istişare içinde olduklarını ve olası tahribatların anında giderilmesinin asli görevleri olduğunu söyledi.

İnsanların mağdur olmaması için geçici çözümler üretildiğini kaydeden Kaşif, kalıcı çözümlere yönelik ihalelerin de hazırlanmakta olduğunu belirtti.

Kaşif, artık “birbirini suçlamak yerine ülkenin ve insanların geleceğini düşünerek hareket etmek gerektiğini” söyledi.

Ahmet Kaşif, milletvekillerinin bir sorusu üzerine, bariyerler konusundaki çalışmalarının hiç bitmediğini, Lefkoşa-Güzelyurt anayolunun ihalesinin sona erdiğini ve pazartesi çalışmaya başlanacağını belirtti. Kaşif, yolların ışıklandırılması çalışmalarının da devam ettiğini kaydetti.

TATAR

UBP Milletvekili Ersin Tatar da hükümet icraatları ve ekonomik gelişmelerle ilgili konuşmasında, geçici istihdamların işine son verilmesini eleştirdi ve siyasi baskı üzerine, bu kişilerin kurban edildiğini savundu.

İnsanların tamamının yavaş yavaş işten çıkarılacağını iddia eden Tatar, ülkede çok ciddi bir ayrımcılık yapıldığını ve hükümetin siyasetin çiğneyip, ayak altına alındığını savundu. Tatar, vicdanının bu kişilerin işine son verilmesini kabul etmesinin mümkün olmadığını ve bu kişilerin istihdamının yasal olduğu yönünde görüş de aldıklarını söyledi.

Tatar, bu hükümetin 88 kişinin son verdiğini, açılacak münhalin herkese açık olacağını ve yeni başvurular işe alınırken, şans verildiği söylenen diğer geçicilerin işine son verileceğini iddia etti. Hükümetin yeni istihdam yetkisi aldığını savunan Tatar, değişikliği gündeme gelen Anayasa’nın ayrımcılık yapılarak ihlal edildiğini iddia etti.

Ersin Tatar’ın konuşması sırasında, işine son verilen geçicilerden bir grup, genel kurul salonuna girerek, bir süre çalışmaları izledi.

MUNGAN

Maliye Bakanı Zeren Mungan da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, bir takım şeyleri birbirinden ayırmak gerektiğini söyledi. Mungan, 2013’te yapılan istihdamların öngörüldüğü kadar olduğunu ancak tüm istihdamların ilk 3 ayda doldurulduğunu ve doğrudan gelir desteği için ayrılan kaynağın da ilk 3 ayda tükendiğini belirtti.

Bu durumun bütçeye çok ciddi bir yük getirdiğini kaydeden Mungan, “Biz hükümete geldiğimizde bütün kadrolar doluydu. İhtiyaç olan öğretmen açığını kapatmak için yasa dışına çıktık. Bir tane doktor ve hemşire alamadık” dedi.

Zeren Mungan, geçici istihdamı yapılmayacağı yönündeki kararlılığı da yineleyerek, “Bir tane geçici alınırsa, ben yokum” dedi. Geçici konusunda bir istisna olduğunu, onun da sağlıkla ilgili olduğunu kaydeden Mungan, ihtiyaç olması halinde sağlık alanında geçici istihdamı yapılacağını söyledi.

Geçici memur istihdamının olmayacağını ancak geçici işçi istihdamının kaçınılmaz olduğunu ve her dönem yapıldığını kaydeden Mungan, 2013’te istihdam edilen geçicilere bir imkan yaratma adına münhal açma durumunda olduklarını ve Kamu Hizmeti Komisyonu’na konunun iletildiğini belirtti.

ÇAKICI

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı da konuşmasında, geçici hükümet döneminde yaşanan protokol krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülkedeki bütçe açığının en yüksek seviyeye 2004’de çıktığını ve o günden itibaren tedbir dönemi başladığını kaydeden Çakıcı, “Bu insanları kurultay dönemi işe alırken, bir gün işten atılacağını bilmiyor muydunuz?.. Dün görüp, eleştirdiğimi, bugün de görüyorum” dedi.

KALYONCU

CTP Milletvekili Ömer Kalyoncu da Kıbrıs sorunuyla ilgili konuşmasında, bütçe açığı tartışmalarına girerek, bütçenin açık vermediği bir dönem olmadığını ve bu konuyu gündeme getirmenin gerçekleri konuşmaktan çok, demagojiden başka bir şey olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun hükümeti ve devleti Kıbrıs konusunda yok saydığını iddia eden Kalyoncu, ortak metnin ortaya çıkmasına katkı koyan Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin görevlerini Kıbrıslı Türk müzakereci Kudret Özersay’ın yürüttüğünü savundu.

Toprak konusuna ilişkin tartışmalara da değinen Kalyoncu, ekonomi konusunda nasıl bir vizyonun ortaya konulduğunu sordu. 

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, ortak metne rağmen, “tek egemenlik, tek vatandaşlığı” kabul etmediğini savunan Kalyoncu, “Buna siyaset diyorsanız, batsın bu siyaset” dedi.

Kıbrıs sorununun ülkenin en önemli sorunu olduğunu ancak bu konuda dahi bir vizyon olmadığını söyleyen Kalyoncu, "halka verecek bir şeyi olmayan" kişilerin "demagojiden başka yapacak bir şeyi bulunmadığını" belirtti.

Tak