1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SONUÇ HÜSRAN!
SONUÇ HÜSRAN!

SONUÇ HÜSRAN!

Annan Planı sürecinde yaşanan plansız, programsız ve denetimsiz emlak patlaması, KKTC’yi yarım inşaat mezarlığına çevirdi.

A+A-

Annan Planı sürecinde yaşanan plansız, programsız ve denetimsiz emlak patlaması, KKTC’yi yarım inşaat mezarlığına çevirdi. Önceleri yüksek oranda kar bırakan  emlak satışlarının aynı hızla devam edileceği umuduyla başlatılan inşaatların, daha sonra yaşanan gelişmeler nedeniyle yarım kalması, sadece kişileri değil, devleti de bir milyar TL dolayında zarara uğrattı.

KKTC’de atıl durumda kalan inşaatların ekonomiye kazandırılaması yönünde herhangi bir plan ve projenin bulunmaması ve yetkililerin bu konuda hareketsiz kalması halk arasında sorgulanıyor.

İnşaat Mühendisi Hakan Oran, ülke genelinde çoğu konut olmak üzere 10 bin civarında yarım bırakılmış atıl durumda inşaat bulunduğunu söyledi.

Oran, atıl durumda bu kadar inşaatın olmasının nedenini ise Annan Planı’nı döneminde artan konut talebine ve dönemin hükümetinin süreci iyi yönetememesine bağladı.

Oran, 2004 Annan Planı döneminde yoğun bir yapılaşmaya gidildiğini anımsatarak, “Annan Planı’nda bölgelere göre ‘Rum Parça Devleti’ne verilmesi öngörülen yerlerle birlikte arazi ve mal sahipleriyle ilgili düzenleme de bulunuyordu. Bu düzenlemede arazinin sahibi Rum olsa bile siz arsanın üzerine yüzde on oranında bir yatırım yapmışsanız veya yaparsanız öncelik hakkı size geçiyordu. Bu nedenle çok süratli bir yapılaşmaya gidildi ve hatırı sayılır bir yarım inşaat mezarlığı oluştu” dedi.

 

Dağınık yapı ortaya çıktı

Annan Planı döneminde projesi olsun veya olmasın birçok yapılaşma olduğunu, bina çıkmasa da temel dökülerek araziyi değerlendirme yönüne gidildiğini belirten Hakan Oran, 2004 Annan Planı’nın reddinden hemen sonra ise ortaya dağınık bir yapılaşmanın çıktığını vurguladı.

Oran, yaşanan bu süreci yerel yönetimlerin iyi yönetemediğini anımsatarak, merkezi yönetimlerin de bu konuda yetersiz kaldığını kaydetti.

İnşaatlar yapılmaya başlandığı andan itibaren gerek merkez yönetimlerin, gerekse yerel yönetimlerin inşaatları kontrol etmemesinden şikayetçi olan Oran, İnşaat Mühendisleri Odası’nın bazı kontroller yaptığını ve yarım kalan atıl durumdaki bir çok inşaatın çürük çıktığını anlattı.

Oran, inşaat kurallarına uymayan birçok inşaatın bulunduğunu belirterek, bu gibi inşaatları ekonomiye kazandırmanın daha da güç bir durum olduğunu kaydetti. Oran, kurallara uygun yapılmayan inşaatların tamamen yıkılması gerektiğini veya olduğu gibi bırakılarak devamına  izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

 

Bir milyar atıl vaziyette

Hakan Oran, büyük bir servetin toprakta atıl olduğunu,proje üretilip değerlendirilmeleri halinde bunun KKTC ekonomisine ciddi bir katkı olabileceğini belirtti. Oran, bu durumdan çıkabilmek için sadece ilgili odaların değil, hükümet ve yerel yönetimlerin de ciddi bir çalışma yapması gerektiğini kaydetti.

Tapu ile olan süreçlerin hızlandırılarak inşaatı tamamlanmış binaların ekonomiye kazandırılabileceğini belirten Oran, yapılmış ve satışa hazır olan birçok inşaatın da bulunduğunu ve tapu hizmetlerinin hızlandırılarak devlet hazinesine girdi sağlanabileceğini ifade etti.

 

Orams Davası korkuttu

Oran, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ile birlikte gelişen taşınmaz mal davalarına da dikkati çekerek, “Orams Davası” gibi davaların da yabancı alıcıları korkuttuğunu ve sektöre darbe vurduğunu kaydetti. Oran, devletin bu konuda aracı rolü üstlenerek, bazı girişimler yapması gerektiğini ifade etti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yollar ve Binalar Yasası’nın Fasıl 96. Maddesi’nin bir inşaatın ne kadar zamanda bitirilmesi gerektiğini düzenlediğini belirten Oran, bunun da inşaat sektörüne bağlı olarak değişkenlik gösterebileceğine işaret etti. Oran, inşaatların ne kadar sürede bitirilmesi gerektiğini müteahhitlerle yapılan sözleşmelerin belirlediğini ve Müteahhitler Birliği’nin de bu noktada denetleyici olduğunu vurguladı.

   Oran, yasaya göre Müteahhitler Birliği’nin, yarım kalan binaları alıp bitirme yetkisine sahip olduğunu söyledi. İnşaatlara başlanabilmesi için herhangi bir alt yapı olmaksızın da başlanabileceğini belirten Oran, yerel yönetimlerin izin verme konusunda yetkileri olduğunu, çevre faktörleri düşünülmeden, yol, su, elektrik olup olmadığına bakılmaksızın izin verilebileceğine dikkati çekti.

Oran, “Yasalara göre inşaata başlamada tek yetkili organ belediyeler olduğu için, Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği’nden görüş almayı yasa zorunlu kılmıyor.  Bu da çarpık yapılaşmanın en büyük sorunudur” dedi.

Atıl durumda bulunan binaların yurt içi talebe göre çok fazla olduğunu iddia eden Oran, yarım kalan binalara devletin çözüm bulmasının elzem olduğunu söyledi.

Diyalog

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.