1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SURLARİÇİ NEDEN BU HALDE?
SURLARİÇİ NEDEN BU HALDE?

SURLARİÇİ NEDEN BU HALDE?

Başkent Lefkoşa’nın en sıkıntılı bölgelerinin başında geliyor Surlariçi.

A+A-

Bu bölge, fiziki görünümüyle Ortadoğu da savaş yaşayan bir ülkenin harabe şehirlerini andırıyor. Lefkoşa’nın içinde, fakat aynı zamanda da Lefkoşa’nın dışında. Yıllarca ilgisiz kalmış, siyasi kesimler tarafından hep seçim dönemleri hatırlanmış, bölgedeki insanlar politikanın çirkin oyunlarına alet edilmek istenmiş. Lefkoşa da 7 Nisan’da yapılan belediye seçimlerinde de bu bölge yine çok konuşuldu. Parayla oy satıldığı iddiaları gündeme geldi. KKTC Hataylılar Derneği Başkanı Sayın Bertan Zaroğlu, Surlariçi’nde yaşandığı iddia edilen oy satın alma olayının doğru olduğunu ama bunun genele mal edilmemesi gerektiğini belirtti. “Ben burada yaşayan insanların hepsini çok iyi tanıyorum. Çünkü içlerinde yaşıyorum. Oyunu parayla satan insan var mı diye sorarsanız, evet var. Ama bunların yanında çok dürüst insanlar da var. Bunu genele yaymak çok yanlış. Burada toplantılar yaptık ve ben açıkça söyledim bu tür söylentilere ve olaylara bizim içimizdeki bazı insanlar sebep oluyor” diyen Zaroğlu, son LTB seçimlerinde bölgede yaşanan olayların ise ülke siyaseti için utanç olduğunu savundu. Zaroğlu, seçim çalışmaları esnasında bölge insanına silah çekildiğini, herkesin gözü önünde cereyan eden olaylara polisin bile müdahale edemediğini söyledi.

Surlariçi bölgesinde parayla oy alındığı doğru mu?
“Ben burada yaşayan insanların hepsini çok iyi tanıyorum. Çünkü içlerinde yaşıyorum. Oyunu parayla satan insan var mı diye sorarsanız, evet var. Ama bunların yanında çok dürüst insanlar da var. Bunu genele yaymak çok yanlış. Burada toplantılar yaptık ve ben açıkça söyledim bu tür söylentilere ve olaylara bizim içimizdeki bazı insanlar sebep oluyor. Son seçimde karar verdik ki biz kimseyi herhangi bir siyasi tarafa yönlendirmeyeceğiz. Ki ben Ulusal Birlik Partisi delegesiyim partimle ilgili hiçbir açıklama yapmadım. Ve bu yüzden kendi partimle aram bozuldu. Tepki aldım. Son seçimde karar verdik ki bazı girişimlere izin vermeyeceğiz. Gençlik örgütümüz var. Bu arkadaşlara dedim ki gece yarısı evlere gelen insanlara tepki gösterin. Son gece polisler görevlendirilmiş, her gelenin yanında korumalar, çocuklara silah göstermeler. Silah göstereni herkes biliyor. İsim vermeme gerek yok. Düşünebiliyor musunuz resmen silah çekildi buradaki insanlara. Bu suç değil mi? Bu ülkede polis yok mu? Yapan kim olursa olsun. Siyasi partilerin tuttuğu insanlar da oldu. Ben ilk defa bu seçim böyle bir şey yaşadım”.

Sizin Surlariçin’deki seçmeni etkileyecek girişimleriniz olduğu yönünde ki iddialara yanıtınız ne olur?
“Bir kere ben son gece başka bir yerdeydim ve bunu ispatlayabilirim. Benim para dağıttığımla ilgili haberler çıkarıldığında ben bir kafe de idim. Polis tarafından tutuklanan çocuklar aradı. Ben bölgeye öyle geldim. Çocukların suçunu sordum aldığım cevap “kalabalık geziyorlar” oldu. Böyle suç mu olur? Gidin mahalle aralarına bakın oy satın alıyorlar, silah çekiyorlar dedim. Onları niye tutuklamıyorsunuz? Böyle bir durum ilk defa yaşanıyor. En büyük sebebi ise tarafsız kalmamız. Tarafsız kaldığımız için tüm siyasiler bölgeye geldi”.

Surlariçi bölgesi neden her seçim dönemi gündem de?
“Surlariçi bölgesinde 3 bin altı yüz oy var. UBP’si, CTP’si, DP’si tüm partiler bunun içinde. Onlar için çalışan askerleri de var. Onlar burada kendi içlerinde çatışıyorlar dıştan bakan ve gerçeği bilmeyen Surlariçin de yine olay çıktı diyorlar. Ama olayı çıkaran burada yaşayan insanlar değil. Herkes evinde otururken, buraya oy almaya geliyorlar. Tabi ki bunların yanında oyunu açıkça satan insan da var. Ama bu ülkenin her yerinde bu tür insanlar yok mu? Kıbrıs Türk toplumu gerçekten çok hoşgörülü bir toplum. Ama birileri özellikle Kıbrıslı-Türkiyeli ayırımını sürekli körüklüyor. Bunda basınımızın da payı var. Bir Hataylı suç işlemişse öyle bir imaj yaratılıyor ki sanki suçu bütün Hataylılar işlemiş gibi. En önemli eksikliğimiz birbirimize sevgi ve saygımız yok. Açık ve net birbirimizi sevmiyoruz. Hiçbirimizin hoşgörüsü yok ve önyargılıyız”.

Sizce neden böyle?
“Öncelikle şunu söyleyeyim burada bir suçlu yok. Buraya Türkiye’den gelen bir insan burada yaşayacaksa buranın şartlarına, yasalarına uymak zorunda. Bunu herkes bilecek. Diğer tarafta önyargı var. Her olumsuzluğu genele mal etme yanlışlığı var. Kıbrıs Türkünün iradesine müdahale etmeye de kimsenin hakkı yok. Mesela vatandaşlık konusu. Bu bir lütuf değil. Yasalarla belirlenmiş bir olay. Bu konuda adaletsizlik yok mu? Elbette var. Ama vatandaşlık verilirken başka amaçlar varsa o da yanlış”.

Hataylı dernekler neden birleşemiyor?
“Bir çatı altında olmamız mümkün değil. Herkes rahata alışmış. Denetim yok bir yasa yok. Ben iki yıl koşuşturdum. 1961 yılında çıkmış bir yasa var. Yasa da diyor ki dernekler belediye sosyal işlerine bağlıdır. Belediye sosyal işler dairesi ise 1983 de kapatıldı. Şuanda derneklerin bağlı olduğu bir kurum yok. Kimse sorsanız kaymakamlığa bağlısınız diyor. Ama öyle bir yetki yok. Yazılı bir şey yok. Kişisel egoları ağır basanlar var. Böyle olunca herkes dernek açıyor. Ben herkese konuştum birleşelim dedim. Hepsi tamam ama seni aramıza almayız diyorlar. Çünkü ben varsam seçilmeyeceklerini biliyorlar. Korkuyorlar. Bizim iki bin üyemiz var. Üye olmak isteyenlere artık şunu söylüyorum. Zaten denetleyen yok üye olsanız ne olacak? Üye almıyorum çünkü beni denetleyecek kurum yok. Kapıma gelen herkese yardım etmeye hazırım. Üyem olsun veya olmasın”.

Derneklere ihtiyaç var mı?
“insanlar yardım istiyor. Biz yerli insanımızda, yabancı insanlara da yardım ediyoruz. Bu yüzden derneklere ihtiyaç var. Dernek isimlerinin gelinen yerlerden alınması da bana göre yanlış. Yani Hataylılar Derneği, Mardinliler derneği bu şekilde yanlış. Biz artık Kıbrıslıyız. Hataylı değiliz. Biz derneğin adını değiştirme kararı aldık yeni ismimiz de Kıbrıs Türk Hatay Kültür Derneği veya merkezi olacak. Artık Hataylılar yok. Yıllardır bu ülkede yaşıyoruz. En başta biz kendimizi böyle ötekileştirirsek yanlışları nasıl düzeltebiliriz ki?”.

Sizce Surlariçi neden bu halde?
“Burası Lefkoşa’nın kalbi en güzel yeri. Surlariçi’nin hep olumsuzlukları gösteriliyor. Ama olumsuzlukların giderilmesi için yapılan bir çalışma yok. Bu ülkeyi yönetenlerin birçoğu bu bölgeden yetişmiş. Buradaki okula gitmiş. Ama ilgilenmiyorlar. Biz bir çocuk parkı için mücadele edip uğraşıyoruz ama bu sesi duyan yok. Eleştirmek, hep kötü yönleri göstermek tamam ama bunları nasıl gidereceğiz, ne yapmamız gerek ya da bu kadar zor mu onu anlamış değilim. Çocukların, gençlerin gidebileceği bir kütüphane yok. Bir yer istedik, el uzatan maalesef yok”.

Dernek başkanı olarak bir siyasi partiye üye olmak yanlış değil mi?
“Bu konu ve bu soruyla çok karşılaşıyorum. Dernek başkanı ve Bertan Zaroğlu olarak ben tarafsızım. Bunu da son seçimde gösterdim. Destek verdiğiniz zaman iyisiniz ama tarafsız olduğunuz zaman DP’li de CTP’li de ilan edilebiliyorsunuz. Bu ülkedeki sivil toplum örgütlerinde yöneticilik yapan ve aynı zamanda siyasi parti üyeliği olan binlerce insan var. Önemli olan farklı düşüncelere saygı göstermek. Son seçimde Sayın Başbakan geldi ve benim bir açıklama yapmamı bekledi. Fakat ben tüm adaylara başarılar diledim. Ben dernek başkanı olduğum sürece tarafsızım. Bir gün gelip dernek başkanlığından ayrılırsam elbette UBP’liyim. Ve eleştiri yapıyorsak da bu partinin iyiliği için yapıyoruz”.

 

Kaynak: Star Kıbrıs

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.