Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun KKTC’ye ziyaret yaptığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile görüşen Eide, çözüm çağrısında bulundu.

Eide’nin açıklamalarının ana hatları şöyle:

‘Hidrokarbon masada’

“Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon konusunu masada müzakere etme isteği vardı. Bu bugüne kadar mümkün olmadı. Ama geçtiğimiz hafta Anastasiadis bunun da masada tartışabileceğine dair bir mesaj verdi. Kıbrıs Türk tarafı bu mesajı almalı, tanımalı. Top Kıbrıs Türk tarafında. Buna bir cevap vermelidir. İkinci bir Navtex yayınlandı ama Barbaros halen daha sefere çıkmadı. Rumların bahsettiği ön koşullar, resmi bir şekilde sunulan ön koşullar değil. Daha çok yorumsal bir bakış açısı. Burada önemli olan Kıbrıs Rum politikasındaki değişikliktir. Daha önce hidrokarbon masada değildi, şimdi masada. Bu değişikliği de eski bir bakan olarak da söyleyebilirim ki, bu değişikliği bir gecede yapamazsınız. Kıbrıs Türk tarafına önerim, Güney’in kullandığı dil üzerine odaklanmasınlar. Yapılan öneriye, değişikliğe odaklansınlar. Rumların söyledikleri kendi içsel, iç politikalarına dönüktür.”

“Hidrokarbonları ile bilinen bir ülkeden geliyorum. Hidrokarbon nedeniyle olan çatışmaları da gördüm. İstatistiki anlamda konuşmam gerekirse, eğer bir ülkede hidrokarbon bulunursa, bu o ülke için kötü haber demektir. Siyasi krize sebep olabilir. Ama bazı durumlarda hidrokarbonlar işe yarayabilir; stabil bir düzen kurulursa, iyi bir yönetim kurulursa. Kıbrıs’taki problem bunların olmamasıdır. Kıbrıs sorunun çözülmemesi hidrokarbonların lanetli tarafını güçlendirecek olgudur. Kıbrıs sorunu on yıllar önce çözülmüş olması gerekirdi.”

‘Dünya sorunun çözümünden çok mutlu olacaktır’

BM Özel Temsilcisi Eide, “Dünya Kıbrıs sorunundan bıktı mı? sorusuna” ise şu yanıtı verdi:
“Kibarca söyleyim, dünya Kıbrıs sorunun çözümünden çok mutlu olacaktır. Bütün dünyanın desteğini alabilen bir sorun. Suriye gibi büyük güçlerin bölündüğü bir sorun değil Kıbrıs. O yüzden Kıbrıslılar bu fırsatı çok iyi değerlendirmelidir. Ankara ile çok yakın ve yapıcı çalışmam var. Kıbrıslı Türklerin Ankara ile de sıkı bir işbirliği içinde olması bizim çıkarımızadır. Türkiye, Yunanistan, ABD ve diğer aktörler Ada’daki iki topluma konuya daha büyük bir pencereden bakmalarını gösterebilirler.”