Başbakan Özkan Yorgancıoğlu 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle mesaj yayınladı.

Avrupa’da yüz yıllar boyu büyük çaplı çekişmeler, savaşlar sonucunda devletler, ekonomik ve siyasal çöküş ve büyük felaketler yaşamıştır.

Bu acı deneyimler devletleri, barışın sürdürülebilmesi, vatandaşların insanca yaşaması yönünde ülkelerin ekonomik ve siyasi işbirliklerine yönlendirmiştir. Ekonomik bir işbirliği olarak ortaya çıkan Avrupa Birliği, zamanla siyasal ve kültürel işbirliklerine yönelmiş, üye devletlerin insan hak ve özgürlüklerinde de ortak politikalar hayata geçirmeyi başarabilmiş ve birçok alanda ortak politikalar uygulayan güçlü bir birlik olarak gelişim ve değişimini sürdürmektedir.

Yarım yüzyılı aşkın süredir Kıbrıs’ta barışı elde etmeye, adada yaşayanların daha refah içinde bir yaşama ulaşabilmesine yönelik çabalar ve bir çözüme varmak için müzakereler sürdürülmektedir. Kıbrıslı Türklerin geçtiğimiz dönemde Kıbrıs sorunun çözümü ve Adanın tümünün AB’ye üyeliği yönündeki istencine rağmen henüz istenilen sonuca ulaşılamamıştır.

Kıbrıslı Türklerin AB seviyesinde bir yaşam standardına ulaşabilmesi için AB’den beklenilen destek oldukça yavaş yürümektedir.

Bu hedefe katkı yapacağına inanılan Doğrudan Ticaret Tüzüğü uygulanma kararına rağmen bir türlü uygulamaya konmamıştır. Bu da Kıbrıslı Türklerin daha fazla ve daha kaliteli üretim yapmasının önünde engel oluşturmaktadır.

Sorunun çözümü ile birlikte tüm adanın Avrupa Birliğine üye olacağı düşünülürse, hem üretim tarzlarımızın hem de tüketim şekillerinin AB’nin öngördüğü standartlarda olması bizim geleceğe daha güvenle bakmamızı getirecektir. Kıbrıs Türk tarafının bu yöndeki talebi Kıbrıs’ta yaşayanların büyük AB ailesi içinde geleceğin barış içinde birlikte kurulması yönündeki hedefleriyle eşgüdüm içindedir.

Şu anda önümüzde çözüm için yeni bir fırsat bulunuyor. Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada her iki tarafa da büyük görevler düşmektedir. Eğer inançlı ve yapıcı bir tutumla müzakereler yürütülürse yakalanmış olan bu fırsat iyi değerlendirilmiş olacak ve daha kısa bir zamanda bir anlaşmanın şekillenmesi mümkün olacaktır.

Hükümet olarak, bölünmüşlüğün, izolasyon ve ambargolara maruz kalmışlığın halkımız üzerinde yarattığı baskının bilinciyle Kıbrıs’ta varılacak çözüme ilişkin elimizden gelen gayreti ve desteği göstermeye hazırız.

Bu doğrultuda halkımızın çözüme inancı ve kararlılığı bizler için çok önemlidir. Kıbrıs Türk Tarafı olarak, yapıcı tavrımızı geçmişte ‘Annan Planı’ sürecinde ispatladık ve önümüzdeki dönemde de aynı iyimser tavrın ortaya konacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Dünya kamuoyunun da bu iradeyi göz ardı etmemesi ve Kıbrıs’ta barışın sağlanması adına gerekli destek ve katkının yapılması temennisiyle tüm ilgililere çağrıda bulunuyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle ‘9 Mayıs Avrupa Günü’ vesilesiyle, en kısa sürede bölgemizde barış, adamızda ise adil ve kalıcı bir anlaşmanın sağlanması ve tüm dünya ile bütünleşme dileğimi yineliyorum.