Anayasaya bir yenilik olarak eklenen “yeniden yargılanabilme müessesesi”nin içeriği incelendiği zaman sadece servet sahiplerinin yararlanabileceği bir değişiklik yapıldığı görülmektedir.

AHİM kararları AB üyesi her ülkeyi bağlamakta ve kararları devletlerce direkt uygulanmak zorundadır. Oysa yapılan bu değişiklik ile bunun tam tersi bir durum yaratılarak AB’ye kafa tutar bir pozisyon yaratılacağı gibi izlenecek absürd bir yöntem sayesinde de hem devlet ciddi bir para toplayacak hem de bu yeniden yargılanma hakkından sadece servet sahibi zenginler faydalanabilecektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından haklı görülen, adaletsizce önceden yargılandığı için tekrar yargılanmasına hükmedilen kişi şu davaları açmak ve yıllarca uğraşmak zorunda kalacaktır:

1. Anayasa Mahkemesi’nde dava açılacaktır. Anayasa Mahkemesi “Evet AİHM doğru yaptı, gerçekten sizin insan haklarınız ihlal edildi” diye karar vermelidir.

2. Anayasa Mahkemesi bu kararı verdikten sonra Yargıtay’da yeni bir dava açmanız gerekecektir. Yargıtay “Evet siz tekrardan yargılanmalısınız” şeklinde karar vermelidir.

3. Yargıtay da bu kararı verdikten sonra ancak gidip alt mahkemede tekrar yargılanmanıza başlanabilecektir.

Görüleceği üzere AİHM’in kararları bir paspas muamelesi görecek ve bu haktan yararlanmak isteyen kişiler en az 3-4 yıl mahkemelerde uğraşıp servet değerinde avukat ve mahkeme masrafı ödedikten sonra ancak yeniden yargılanabilecektir.

Bu yeniden yargılanabilme süreciyle araya serpiştirilen mahkemeler nedeniyle her seferinde devlete yeni bir harç da ödenecektir.

Devletin mali güçten yoksun olanlara avukat tayin etmediği bir ülkede bu uygulamanın bir para düzeni olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Halkımız bu oyunlara gelmemeli ve kendisine hitap etmeyen bu anayasaya mutlaka Hayır demelidir.