Kiralık Araç İşletmecileri Birliği Başkan Yakup Serdaroğlu, son 1 yıl içerisinde gelişigüzel dağıtılan kiralık araç izinlerinin sektöre ciddi zarar verdiğini dile getirdi. Sektörün maliyetli olduğuna da dikkat çeken Serdaroğlu, en az 10 sıfır araçla sektöre girmek için bankalardan en aşağı 150-200 bin Euro arasında borçlanan bazı kiralık araç şirketlerinin darda kalmalarının beraberinde kurallara uygun hareket etmemelerini getirdiğini savundu

Bazı araç şirketlerinin içerisinde bulunduğu maddi çıkmaz nedeniyle ehliyeti olmayanlara, ehliyetinin süresi dolana ve öğrenciye de araç kiraladığına dikkat çeken Serdaroğlu, “Sektörü bilmeyen tanımayan ve bu işe giren bazı kiralık araç şirketleri, kurallara uygun olmayan kiralamalara neden olabiliyor. Bu da sektörün içerisinde enflasyona yol açıyor” dedi

1974’ten bu yana ülkede kökleşmiş kaliteli ve işini doğru yapan şirketlerin de sektördeki olumsuz icraatlardan huzursuz olduğuna ve muafiyetlerin kaldırılmasından zarar gördüğüne dikkat çeken Serdaroğlu, “Lüks araç alan büyük firmalarımız da var. Bu işi gerçekten kiralamak ve hizmet vermek amacı ile gerçekleştiren firmalarımız da bu muafiyetlerin belirsizliğinden zarar görmüş oldu. Bir kişinin yanlışı nedeniyle bütün sektör cezalandırılmamalı” diye konuştu

Kiralık araç şirketlerine tanınan muafiyetin geçmiş hükümetler döneminde turizmi canlandırma ve sektöre hız kazandırarak, Güney ile mücadele edebilmek adına atılmış bir adım olduğunu söyleyen Serdaroğlu, ortaya çıkan haksızlığı ve haksız kazancı önleyebilmenin yolunun da yine devlet tarafından alınacak önlemlerle ve denetimle sağlanabileceğine dikkat çekti.

Özlem ÇİMENDAL

Kiralık Araç İşletmecileri Birliği Başkan Yakup Serdaroğlu Yeni Bakış’ın gündeme getirdiği bazı kiralık araç şirketi sahiplerinin araçlardaki muafiyeti fırsat bilerek, haksız kazanç sağlamasının diğer şirketleri de mağdur ettiği noktasında açıklamalarda bulundu.

“Sektöre yeni girmek en az 150-200 bin Euro arasında yatırım ister”

Son 1 yıl içerisinde gelişigüzel dağıtılan kiralık araç izinlerinin sektöre ciddi zarar verdiğini dile getiren Serdaroğlu, özellikle sektöre yeni girenlerin ve yabancı olanların sektörün maliyetli olması nedeniyle büyük problem yaşadığına değindi.  Serdaroğlu, “Kiralık araç şirketleri büyük yatırım isteyen bir sektördür. İlk olarak nereden baksanız 10 sıfır araçla sektöre giren bir şirketin en az 150-200 bin Euro arasında yatırım yapması gerekir. Dolayısıyla sektöre uzak olan arkadaşlar belli bir süre sonra sektörün ne kadar zor durumda olduğunu görüyorlar. Bankalara borçlanmaların tüm alanda olduğu gibi kiralık araç sektöründe de kendisini hissettirmesi ile alınan bu borçları karşılayabilmek adına, kiraladıkları araçları kime nasıl kiraladıklarına da çok dikkat etmiyorlar” şeklinde konuştu.

Sektörü bilmeyen bazı şirketler kurallara uymayabiliyor

Bazı araç şirketlerinin içerisinde bulunduğu maddi çıkmaz nedeniyle ehliyeti olmayanlara, ehliyetinin süresi geçene ve öğrenciye de kiralayabildiğine dikkat çeken Serdaroğlu, “Sektörü bilmeyen, tanımayan bazı kiralık araç şirketleri, kurallara uygun olmayan kiralamalara neden olabiliyor. Bu da sektörün içerisinde enflasyona yol açıyor” dedi.

Ülke trafiğinde son 1 yılda kazalarda artışa neden oldu

Yine kurallara uygunluk teşkil etmeyen kiralamaların son 1 yıl içerisinde ülke trafiğindeki kazalarda kendini hissettirdiğinin de altını çizen Serdaroğlu, “Geçtiğimiz haftalarda bunun örneklerini maalesef üzülerek de olsa gördük. Bir öğrenci arkadaşımızın kiraladığı aracı kendisi değil bir başkası kullanıyordu ve talihsiz de bir trafik kazasına neden oldu. Bunlar da yine şuursuzca dağıtılan izinlerin neden olduğu olumsuzluklar olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

“Araçların bakımını aksatmadan yapan köklü şirketlerimiz de var”

Kiralık araçların servis ve bakımlarının da trafikteki tehlike boyutunda önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Serdaroğlu, “Bu araçların bakımını en ince ayrıntısına kadar yapan köklü şirketlerimiz var bu ülkede. Günün sonunda bu işten ekmeğini kazanan insanlar bunlara oldukça hassas davranıyorlar. 1974’ten bu yana bu sektörün içerisinde olan firmalar var. Biz de sektörümüzde günümüze kadar gelen bu firmalar için elimizden geleni yaparak, haksız rekabetin ve zararın önüne geçmek durumundayız” dedi.

“Kiralık araç şirketlerinin KKTC ekonomisine katkısı yadsınamaz”

Kiralık araç sektörünün KKTC ekonomisine katkısının da yadsınamaz bir boyutta olduğunun altını çizen Serdaroğlu, sektördeki en büyük eksiğin yine denetim olduğuna işaret ederek, denetimlerin sıklaştırılması ve uygulanması halinde hem sorunları önleyeceği gibi hem de kayıt dışılığın önüne geçerek, ülke ekonomisine katkısının da artacağına vurgu yaptı. Serdaroğlu, “Küçümsenecek ve hafife alacak bir sektör değildir” ifadelerini kullandı.

Bir kişinin yanlışının faturası bütün sektöre kesilmemeli

Kimi kiralık araç şirketlerinin lüks araçları muafiyetli olarak ülkeye sokup haksız kazancın kapısını araladığına da değinen Serdaroğlu, bu durumun sektörde işini layığı ile yapanları da huzursuz ettiğine dikkat çekti. Serdaroğlu şöyle konuştu: “Lüks araç alan büyük firmalarımız da var. Bu işi gerçekten kiralamak ve hizmet vermek amacı ile gerçekleştiren firmalarımız da bu muafiyetlerin belirsizliğinden zarar görmüş oldu. Bir kişinin yanlışı nedeniyle bütün sektör cezalandırılmamalı.”

Muafiyetler 1 Eylül’e kadar uzatıldı

Kiralık araç alımlarındaki muafiyet uygulamalarının şu anda 1 Eylül’e kadar uzatıldığı bilgisini de veren Serdaroğlu, “Bunun yanlış olduğu yetkili kişiler tarafından da anlaşılmış oldu demek ki 1 Eylül’e kadar uzatıldı. Umarız ki bu 1 Eylül’e kadar değil bundan sonra da devam eder ve sektörün içerisinde işini hakkıyla yapan arkadaşlar da mağdur olmamış olur ve ekonomiye katkımız devam eder. Biz hemen yanı başımızdaki Güney komşumuzla da rekabet içerisindeyiz ve turizme de katkı bağlamında icraatlar yapılmalı” ifadelerini kullandı.

Amaç, Güney ile rekabet ve turizme katkı

Kiralık araç şirketlerine tanınan muafiyetin geçmiş hükümetler döneminde turizmi canlandırma ve sektöre hız kazandırarak, Güney ile mücadele edebilmek adına atılmış bir adım olduğunu söyleyen Serdaroğlu, ortaya çıkan haksızlığı ve haksız kazancı önleyebilmenin yolunun da yine devlet tarafından alınacak önlemlerle ve denetimle sağlanabileceğine dikkat çekti. Sektördeki denetimle birlikte işini doğru yapanla yapmayanın birbirinden ayrılacağını ifade eden Serdaroğlu, yerinde olan uygulamanın kaldırılmadan otokontrol yöntemleri getirilerek denetim altına alınması çağrısında da bulundu.  

Yeni Bakış