ÜSTEL: ”BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK BİR ÜLKENİN BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİDİR”

“SULAK ALANLARIN VE TÜRLERİN KORUNMASINA YÖNELİK TÜZÜK HAZIRLAMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR…SONA YAKLAŞILDI”

Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel, biyolojik çeşitliliğin bir ülkenin biyolojik zenginliği olduğunu belirterek, Çevre Yasası kapsamında Biyolojik Çeşitlilik Korunması bölümüne yer verilerek yasal çerçeve oluşturulup, 7 alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini belirtti.

22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü  nedeniyle mesaj yayınlayan Bakan Ünal Üstel, biyolojik çeşitliliğin, canlıların farklılığını ve değişkenliğini, içinde bulundukları karmaşık ekolojik yapılarla, birbirleriyle ve çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerini ifade ettiğini kaydetti.

“İnsanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yeri olan canlı kaynakların temeli biyolojik çeşitliliktir. Biyolojik çeşitlilik bir ülkenin biyolojik zenginliğidir” diyen Üstel, biyolojik çeşitliliğin en geniş muhteviyatta ele alan BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin metninin kabul edildiği “22 Mayıs”ın  “Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü” olarak ilan edildiğini hatırlattı.

KKTC’de gerçek anlamda ilk defa yasal olarak 18/2012 sayılı Çevre Yasası kapsamında Biyolojik Çeşitlilik Korunması bölümüne yer verilerek yasal çerçeve oluşturulduğuna işaret eden Üstel, “AB yasalarının uyumlaştırılması çerçevesinde Çevre Yasası’nda Habitat Direktifi ve Yaban Kuşlar Direktifi uyumlaştırılmıştır. Bu çerçevede türlerin korunması ve ‘Biyolojik Çeşitliliğin Korunması’ hedeflenmiştir” dedi.

Yasa çerçevesinde 7 alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilerek “Biyolojik Çeşitliliği Koruma Ağı” oluşturulduğunu, Karpaz, Akdeniz ve Alagadi Özel Çevre koruma Bölgelerinin halk arasında en fazla bilinen bölgeler olduğunu kaydeden Üstel, toplam 263 kuş türünün bulunduğu KKTC’de sulak alanların özellikle göçmen türler için yaşamsal öneme sahip olduğunu ifade etti.

Üstel şöyle devam etti:

“Ülkemizdeki sulak alanların uluslararası düzeyde önem taşımasının asıl nedeni; Batı Palearktik Bölgedeki kuş göç yollarını üzerinde bulunmasıdır. Kuşların göçleri sırasındaki bu uzun yolculuklarını güven içerisinde yapabilmeleri için, KKTC'ndeki sulak alanların varlığı herhangi bir ülkedekinden daha fazla önem taşımaktadır. Bu nedenle birçok kuş türünü sulak alanların bulunduğu bölgelerde görebilmek mümkündür. Sulak alanlar, barındırdıkları zengin flora ve fauna açısından ülkemizde önemli bir yere sahiptir. Sulak alanın bulunduğu bölgeye göre flora ve fauna türü değişmektedir.

Kuş göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle, KKTC pek çok kuş türü için anahtar ülke konumundadır. Leylek, flamingo, kaşıkçı, turna ile balıkçıllar ve ördekler KKTC’nin sulak alanlarında yaygın olarak görülmekte olan sukuşu türleridir. Nadir bulunan ve koruma altında olan dikkuyruk ördek populasyonu kışlarını KKTC’de geçirir. Çevre Yasası kapsamında yürürlükte olan “Flora ve Faunanın Korunması Emirnamesi”inde 57 bitki, 263 kuş ,18  sürüngen 2 kurbağa 24 omurgasız ve 5 omurgalı tür koruma altına alınmış olup Yasa’da cezai yaptırımlar bulunmaktadır.”

AB yasaları uyumlaştırılması çerçevesinde, sulak alanların ve türlerin korunmasına yönelik tüzük hazırlama çalışmalarının devam ettiğine de dikkat çeken Üstel, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde sona yaklaşıldığını tüzüğün kısa sürede hayata geçirileceğini vurguladı.

Yeni Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit çalışmaları çerçevesinde özellikle biyolojik çeşitliliği yoğun olan bölgelerde arazi çalışmaları yapmakta olduklarını belirten Üstel, “Kurumlar arası işbirliğini artırmak amacı ile düzenlediğimiz seminerler ile oluşturduğumuz yasayı geliştirme çalışmalarımız ise devam ediyor” dedi.

Kaynak: TAK