1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. Cinayete toplam 79 yıl hapis
Cinayete toplam 79 yıl hapis

Cinayete toplam 79 yıl hapis

 “Vahşice” öldürüldü

A+A-

Yeni Bakış Gazetesinden Gamze Pir Baykur’un haberine göre Mağusa’da 29 Ocak 2018 tarihinde Nijerya uyruklu Kennedy T. Dede’yi sanık Nidai Şanlı’ya olan borcu yüzünden evinden kaçırarak Çanakkale Göletine götüren ve ciddi şekilde darp ederek Dede’nin ölümüne neden olan ve aleyhlerine getirilen tüm davalardan suçlu bulunarak mahkum edilen 5 sanık hakkındaki ceza kararı dün Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıklandı.  Mahkeme tarafından olayın “Baş aktörü” olarak addedilen sanık Nidai Şanlı 27 yıl, sanık Ozan Körkurt 13 yıl, sanık Onur Körkurt 17 yıl, sanık Simge Dağdur 13 yıl, sanık Zekeriya Kurucu ise 9 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Ceza kararının açıklanmasının ardından ise sanıkların aileleri sinir krizi geçirdi.

Geniş güvenlik önlemleri alındı

Dün Mağusa Kaza Mahkemesinde ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Mahkemede ve çevresinde yaklaşık 50 polis görevlendirilirken, sanıklar polis eskortluğu eşliğinde mahkemeye getirildi. Kararın açıklanmasının ardından sanıklar yine polis eskortluğu eşliğinde cezaevine götürüldü.

 “Yaşam hakkı, üzerine titrememiz gereken bir haktır”

Sanık Nidai Şanlı, Ozan Körkurt, Onur Körkurt, Simge Dağdur ve Zekeriya Kurucu hakkındaki ceza kararı Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fatma Şenol tarafından okundu. Şenol, sanıkların mahkum oldukları en ağır davanın “Adam öldürme” davası olduğunu anımsatarak, adam öldürme suçu için ömür boyu hapislik cezasına kadar hapislik cezası öngörüldüğünü ve huzurlarındaki meselede görüşülen davaların ceza takdiri açısından kolay olmayan davalar olduğunu vurguladı. Yaşam hakkının, Anayasamızda temel haklar başlığı altında yer alan, üzerine titrememiz ve korunması için özen göstermemiz gereken bir hak olduğunu ifade eden Şenol, kişinin yaşam hakkını sona erdiren veya erdirebilecek kanunsuz eylemlerin bu hakka verilen değer ile doğru orantılı olarak cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Şenol, sanıklara hürriyeti bağlayıcı bir ceza dışında başka bir ceza verilmesinin mümkün olmadığını ifade ederek,  bu davada ceza takdirinde üzerinde önemle durulması gereken hususun, sanıkların yaşları itibariyle genç suçlu olarak kabul edilebilecek yaşta olmaları olduğunu belirtti. Mahkeme olarak ceza takdir ederken yapılması gerekenin, Yargıtay kararlarında belirtilen prensipler arasında denge kurarak sanıklar için ve kamu menfaati için en adil cezayı belirlemek olduğuna dikkatleri çeken Şenol, bunu belirlerken de suçların nasıl ve ne şekilde işlenmiş olduğunu ve sanıkların rollerini dikkate almaları gerektiğini kaydetti.

Mahkeme, olayın oluş şekline değindi

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fatma Şenol olayın oluş şekline de değindi. Şenol, 29 Ocak 2018 tarihinde sanık Nidai Şanlı’nın, maktül Kennedy T. Dede’den alacağı olduğu parayı tahsil etmek ve maktulü darp etmek amacıyla sanık Onur Körkurt’u aradığını ve sanık Zekeriya Kurucu’nun da arabasını alarak kendisi ile buluşmalarını istediğini, sanık Onur Körkurt’un ise bunun üzerine önce sanık Zekeriya Kurucu’yu arayarak arabasıyla kendisini gelip almasını istediğini, daha sonra da kardeşi olan sanık Ozan Körkurt’u arayarak ona sanık Nidai Şanlı’nın kavga edeceğini ve üzerine rahat bir şeyler giyerek gelmesini söylediğini,  akabinde sanık Ozan Körkurt, Onur Körkurt ve Zekeriya Kurucu’nun yanlarına sanık Simge Dağdur ve tanık Burcu Çelik’i de alarak sanık Nidai Şanlı ile Kali Land bölgesinde buluştuklarını, Kali Land bölgesinde sanık Nidai Şanlı, Ozan Körkurt, Onur Körkurt ve Zekeriya Kurucu, sanık Kurucu’nun kullanımındaki araçla maktül Kennedy Dede’nin evinin bulunduğu Kuzenler Apartmanına giderek, sanık Nidai Şanlı, Ozan Körkurt ve Onur Körkurt’un, maktul Dede’yi evinden alıp darp ederek sanık Kurucu’nun kullanımındaki araca zorla koyarak kaçırdıklarını, Önce Kali Land bölgesine oradan da Çanakkale Göletine götürdüklerini, sanık Simge Dağdur’un, Kali Land bölgesinden Çanakkale Göletine gidildiği esnada sanık Ozan Körkurt’un kullanımındaki bir başka araç içerisinde olduğunu ve sanık Nidai Şanlı’nın, sanık Ozan Körkurt’u arayarak önce sanık Ozan Körkurt’a sonra da arabadaki kızlara maktul Dede’yi dövmek isteyip istemediklerini sorduğunu, sanık Simge Dağdur’un ise “Evet” diye cevap verdiğini, tüm sanıkların Çanakkale Göletine vardıktan sonra, sanık Nidai Şanlı, Ozan Körkurt, Onur Körkurt ve Simge Dağdur’un, maktul Dede’yi darp etmeye başladıklarını, sanık Nidai Şanlı’nın ayrıca maktul Dede üzerinde elektro şok aleti de kullandığını, sanık Zekeriya Kurucu’nun ise, tanık Burcu Çelik ile birlikte darp olayına katılmadığını ve sadece izlemekle yetindiğini, aradan 30 dakikalık bir süre geçtikten sonra sanık Zekeriya Kurucu’nun “Polis geliyor” diyerek sanıkların maktul Dede’yi bırakmalarını sağladığını ve hep birlikte oradan ayrıldıklarını, sanık Nidai Şanlı’nın, maktul Dede’yi Çanakkale Göleti içerisinde yüzüstü yatır vaziyette ve pantolonunu kalçasını açıkta bırakacak şekilde ayak bileklerine kadar indirdiğini ve maktul Dede’nin bu şekilde yatır vaziyette ertesi gün polis tarafından ölü bulunduğunu belirtti.

 

Mahkeme, sanıkların suçtaki rollerini değerlendirdi

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Fatma Şenol, kararında sanıkların suçtaki rollerini de değerlendirdi. Şenol, sanıklara verilecek ceza takdir edilirken suçun işlenişinde sanıkların oynadığı rol açısından sanık Nidai Şanlı ile sanık Ozan Körkurt, Onur Körkurt, Simge Dağdur ve Zekeriya Kurucu arasında bir tetkik yapılması gerektiğini belirterek, suçu başlatıp suçun ilk andan itibaren gerçekleşmesine kadar olan süreci yöneten ve kararlarında vurguladıkları gibi olayın baş aktörü konumunda olan sanık Nidai Şanlı’ya verilecek cezanın diğer sanıklardan daha fazla olması gerektiği sonucuna vardıklarını açıkladı.  Sanık Zekeriya Kurucu’nun suçun işlenmesinde almış olduğu rolün diğer sanıklara oranla daha az olmasının sanık Kurucu ile diğer sanıklar arasında da bir ayrım yapılmasını gerektirdiğini ifade eden Şenol, yine sanık Onur Körkurt’un sanık Nidai Şanlı’dan sonra suçun işlenmesinde en aktif rolü oynayarak kardeşi olan sanık Ozan Körkurt’un da bu suça karışmasını teşvik ettiğini ve sanık Onur Körkurt’a da sanık Ozan Körkurt ve Simge Dağdur’dan daha farklı ve ağır bir ceza verilmesi yönünde bir ayrıma gidilmesi gerektiğini kaydetti. Şenol, meselenin olgularına göre sanık Nidai Şanlı açısından verilecek cezanın süresini belirlerken dikkate alınması gereken diğer ağırlaştırıcı faktörlerin ise sanık Şanlı’nın, maktul Dede’yi gerek apartman önünde gerekse Çanakkale Göletinde darp ediş şekli ve üzerinde elektro şok aleti kullanması olduğunu belirtti. Sanık Şanlı’nın, maktul Dede’ye yumruk ve tokat vurmak dışında maktulün kafasına topa şut çeker gibi vurduğunu söyleyen Şenol, sanık Şanlı’nın, maktul Dede’nin üzerine atlamak suretiyle maktulü acımasızca darp ettiğini ve bununla yetinmeyip maktulü göletin içerisinde yatır vaziyetteyken pantolonunu ayak bileklerine indirerek bıraktığını belirtti. Şenol, sanık Şanlı’nın, maktulü olaydan kısa bir süre önce yine ayni yerde ayni şekilde darp ettiğini ve üzerinde elektro şok kullandığını ifade ederek, sanık Şanlı’nın, böyle bir davranışı alışkanlık haline getirdiğini vurguladı.

Diğer 4 sanık, sanık Şanlı’nın yönlendirmesi ve teşviki ile suçu işlediler

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fatma Şenol, sanık Nidai Şanlı’nın, diğer sanıklardan yaşça büyük olduğunun, diğer sanıkların maktulü tanımadıklarının ve bu olaydan önce hiçbir husumetlerinin olmadığının olgulardan ortaya çıktığını ifade etti. Şenol, sanık Ozan Körkurt, Onur Körkurt, Simge Dağdur ve Zekeriya Kurucu’nun güvendikleri ve yaşça kendilerinden büyük olan sanık Şanlı’nın teşviki ve yönlendirmesi ile bu suçu işlediklerini açıkladı. Şenol, sanık Nidai Şanlı’nın olayın ardından pişmanlık göstermeyerek Güney Kıbrıs’a kaçtığını ve daha sonra ise geri gelerek teslim olduğunu belirtti. Şenol, yine sanık Ozan Körkurt’un abisi olan sanık Onur Körkurt’un yönlendirmesi ve talebi ile bu suçun içerisine çekilmiş olduğunu ve yine darp olayında aktif rol alan bir sanık olduğunun olgulardan açıkça ortaya çıktığını kaydetti. Sanık Onur Körkurt’un ilk andan itibaren bu suçun işlenmesinde sanık Nidai Şanlı’dan sonra en aktif şekilde yer alan sanık olduğunu ve darp olayında da çok aktif bir şekilde yer aldığını belirten Şenol, kardeşi olan sanık Ozan Körkurt’un da bu olaya karışmasını sağladığını, akabinde sanık Onur Körkurt’un olayın ardından Güney Kıbrıs’a kaçtığını ve daha sonra ise gelip teslim olduğunu kaydetti. Şenol, sanık Simge Dağdur’un, suça sadece Çanakkale Göletinde maktul Dede’nin darp edilmesi esnasında katıldığını ve daha sonra da polisin kendilerini aradığını öğrenmesi üzerine sanık Onur Körkurt ile Güney Kıbrıs’a kaçtığını, daha sonra geri gelerek polise teslim olduğunu belirtti. Sanık Zekeriya Kurucu’nun ise suçun işlenmesine arabasının kullanılmasına izin vererek yardımcı olduğunu ancak maktulü fiilen darp etmediğini kaydeden Şenol, ortaya çıkan olgulara göre sanık Kurucu’nun, Çanakkale Göletinde maktulün darp edilmesi esnası boyunca ağladığını ve pişmanlığının ondan itibaren başladığını ifade etti. Şenol, sanık Kurucu’nun, Çanakkale Göletinde “Polis geliyor” diye bağırarak darbın sona ermesini sağlayan kişi olduğunu da vurguladı.

 “Vahşice” öldürüldü

Olayın oluş şeklinin “Vahşice” nitelendirilebilecek bir şekilde meydana geldiğini ifade eden Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fatma Şenol, maktulün almış olduğu yaraların vehameti göz önünde bulundurulduğu zaman acı çekerek öldüğünün şüphesiz olduğunu kaydetti. Şenol, sanıkların üzgün ve pişman olmuş olmalarının, maktulün ölürken yaşamış olduğu acıları ve maktulün ailesinin şuanda içinde bulunduğu kederi azaltmayacağını vurguladı. Bizim toplumumuz içerisinden çıkan bu kadar genç yaşta bir grup insanın başka bir genci sürü psikolojisiyle denilebilecek bir şekilde acımasızca darp edip öldürmesine sebep olmalarının kamu vicdanını çok ciddi şekilde yaraladığının altını çizen Şenol, bunun telafisinin ancak bu sanıklara ibret verici bir ceza vererek sağlanabileceğini, aksi takdirde günümüzde gençler arasında yaşanan şiddet eğiliminin önüne geçilmesinin zorlaşacağını kaydetti. Şenol, konu suçların kamu vicdanında rahatsızlık yaratan ciddi suçlar olduğunu, başka kişileri bu suçları işlemekten caydırıcı nitelikte cezalar verilmesi gerektiğinden hareketle kamu menfaatini koruma prensibine ağırlık vermeyi uygun bulduklarını açıkladı. Şenol, sanık Nidai Şanlı’yı 27 yıl, sanık Ozan Körkurt’u, 13 yıl, Ozan Körkurt’u 17 yıl, sanık Simge Dağdur’u 13 yıl ve sanık Zekeriya Kurucu’yu ise 9 yıl hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.