“TSK’NIN 74’TEKİ BARIŞÇI MÜDAHALESİ KIBRIS’A BARIŞI, HUZURU, GÜVENİ VE YILLARDIR ARANAN VE KIBRIS’IN GERÇEKLERİ İLE ÖRTÜŞEN ÇÖZÜMÜ GETİRMİŞTİR”

“BM İLE AB’YE BEL BAĞLAYANLARIN BİRLEŞİK KIBRIS HAYALLERİNİ HÂLÂ GÜNDEMDE TUTMAYA ÇALIŞMALARI HEM DÜŞÜNDÜRÜCÜ HEM DE ÜZÜCÜDÜR”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Kıbrıs’ta çözümün, Rumların Kıbrıs Türk halkını dışladıkları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, meşru yönetim olarak kabul edilmesiyle değil, Kıbrıs Türkünün adadaki varlığını sürdürebilmek için haklı olarak ve kendi iradesi ile kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kabulü ile mümkün olacağını ve başka bir çözüm şekli düşünülmemesi gerektiğini kaydetti.

Dernekten yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 1974’teki barışçı müdahalesinin, Kıbrıs’a barışı, huzuru, güveni ve yıllardır aranan ve Kıbrıs’ın gerçekleri ile örtüşen çözümü getirdiğini ifade edildi.

Açıklamada, “BM ile AB’ye bel bağlayanların Birleşik Kıbrıs hayallerini hâlâ gündemde tutmaya çalışmaları hem düşündürücü hem de üzücüdür.” denilerek,  49 yıldır, iki halktan oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoru ile gasp etmiş gayrı meşru Rum Yönetimi’nin var olmayan sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru yönetimi olarak kabul görmesinin uluslararası hukukla bağdaşmadığı kaydedildi.

BM Genel Sekreterlik görevinde bulunmuş kişilerin gecikmeli de olsa Kıbrıs sorunu ile ilgili yaptıkları gerçekçi açıklamaların dikkate alınmadığı kaydedilen açıklamada, AB’nin, Kıbrıs Rumlarını Birliğe  alınmasının hata olduğunu itiraf etmelerine rağmen, Türkiye’nin adaylığı için üyeliğe kabul edilen diğer ülkelerden istenmeyen ve kabulü mümkün olmayan koşullar öne sürüldüğü belirtildi.

TMT Mücahitler Derneği açıklamasında, Rumların tek başlarına ilan ettikleri “Münhasır Ekonomik Bölge”, gerekçe gösterilerek “önce çözüm” denmesine rağmen, nasıl bir çözümün öngörüldüğünün ortaya konmadığı da kaydedildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Biz de ‘Evet önce çözüm’ diyoruz ama çözüm, Kıbrıs Rumlarının 49 yıldan beri silah zoru ile gasp ederek, eşit ve kurucu taraf olan Kıbrıs Türk halkını dışladıkları Kıbrıs Cumhuriyetinin, meşru yönetim olarak kabul edilmesiyle değil, Kıbrıs Türkünün adadaki varlığını sürdürebilmek için haklı olarak ve kendi iradesi ile kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kabulü ile mümkündür ve başka bir çözüm şekli düşünülmemelidir.”

Kaynak: TAK