Seracılar Birliği Başkanı Mithat Kargı, hükümetlerin yıllarca Hal Yasasını geçirmeyerek hem üreticiyi hem de vatandaşı mağdur ettiğini belirtti.

Eniz ORAKCIOĞLU

Seracılar Birliği Başkanı Mithat Kargı, Seracıların en büyük sorunun hal yasasının geçmemesi olduğunu vurgulayarak, “ Devlet üreticiye sahip çıkmıyor. Tüm baskılarımıza ve yıllardır Hal Yasasının geçirilmesi için temaslarımıza rağmen hükümetler korkak davranarak  bu yasayı geçirmemektedir” dedi. 

“Hükümet üreticiyi de 

tüketiciyi de düşünmüyor”

Hal Yasasının bu ülkede hem üreticinin, hem de tüketicinin hakkını koruyacak bir yasa olduğunu belirten Kargı, “Hal yasasının olmaması nedeniyle, domates bugün seradan 4 TL’den çıkmaktadır. Bu 4 TL’nin yüzde 20’si tüccarın, 3,20 TL’si de üreticinin kazancıdır. Tüketici ayağına bakıldığında ise 4 TL’den tarladan çıkan domates, markette yüzde 15,20 kar ile 4,50 veya 4,60 civarında satılmalıdır. Fakat marketler 4’e aldıkları domatesi 6 veya 7  TL’ye satmaktadır, üretici 3-4 ay domates üretmek için emek harcar ve 3  TL kazanır, market ise sabahtan domatesi tezgaha koyarak akşama kadar kilo başına 3 TL kazanmaya çalışır. Bazı marketler günde 2 veya 3 ton domates almaktadır, bu domatesin kilosunu 6 ya sattığında 9 bin TL günde kar etmiş oluyor. Burada olması gereken Hal yasasının bir an önce hayata geçirilmesidir, bunu yapmayan hükümetler de ne üreticiyi, ne de tüketiciyi düşünmüyor demektir” dedi.

“Hükümet hayal 

kırıklığı yaratmıştır”

Kargı, sözlerine şöyle sürdürdü:  “Tüketiciyi korumayan bu hükümet vatandaşta da bir hayal kırıklığı yaratarak, korkakça devleti yönetmeye çalıştılar. Bizim diğer önemli bir sorunumuz da  su sorunudur. Türkiye’den gelmiş su denize akıtılmaktadır, diğer taraftan da özellikle Tatlısu’daki sera üreticileri su sorunu yaşamaktadır. Bu sorunun çözümü içinde çalışan bir hükümet maalesef ki görememekteyiz. Kuyularda su tükenmiş, herkes suyu depolarla satın almaktadır. Domates  bu ortamda 6 TL’den satılıyorsa yarın ürün azalmaya başladığında çok daha yüksek fiyatlara satılacaktır. Domatesin fiyatı şu sıralar kimilerine göre yüksek gelebilmekte ama dövizin yükselmesi gibi bazı ayrıntılar girdileri yükseltmiş, o yüzden fiyat da bu hali almıştır. Ama yarın susuzluktan dolayı üretim düştüğünde çok daha yüksek fiyatlara satılacaktır.”

“Seçilecekten de 

umutlu değiliz”

Geçmiş hükümetlerin üreticide hayal kırıklığı yarattığını anlatan Kargı, “7 Ocak’taki seçimler sonrasında kurulacak hükümetten de bir beklentimiz yoktur. Çünkü bizim gözümüzde artık gelende aynı, gidende, umudumuzu yitirdik. Ben 8 yıl Belediye Meclis üyeliği ve başkanlık yaptım, bunu yaparken de gözlemlediğim, meclis üyelerinin ve başkanının da korkak hareket ettiği yönündedir.  Siyaset korkaklık değil, cesaret gerektirir. Bugüne kadar Hal Yasasının geçmemesi de siyasilerinin market sahibi  dost ve ahbaplarını küstürmek istememesindendir” şeklinde konuştu.

“Korkak ve yalancıdırlar”

Kargı, sözlerine şu şekilde devam etti; “Halk vekilleri seçerken, ülke için çalışmaları amacıyla o mevkilere getirir ve seçilenler halk için çalışmak ve icraatlar yapmak zorundadırlar.  5 partinin lideri ile üretici birliklerinin bir televizyon programında karşı karşıya gelmesini arzu ediyordum. Bugüne kadar yapılanları tartışalım ve üreticiyi ne kadar mağdur ettiklerini, bu güne kadar üretim ve tarım için hiçbir planlama ve program yapmadıklarını, korkak ve yalancı olduklarını yüz yüze konuşalım.”

“Proje, plan ve 

program yapmıyorlar”

Tarım bakanlığı görevine gelecek olan şahsın ilk yapması gereken işin, tarım ile ilgili proje ve plan, program yapmak olduğunu dile getiren Kargı, “Şimdiki Tarım Bakanının yanına 10 defa gittim, her gittiğimde bir yalanla beni geçiştirdi, son gittiğimde ise kedisine yalanlardan artık bıktığımı ve Hal Yasasını biran önce geçirmeleri gerektiğini dile getirdim. Kaldı ki üretimde genel anlamda bir plansızlık ve programsızlık yaşanmaktadır, narenciyeci bir taraftan susuzluk ve ödemelerle ilgili feryat ederken, öte yandan hayvancı ve çiftçi sorunlarını dile getirmekte, patates ve zeytin üreticileri de ayrı sorunlarla boğuşmaktadır. Zeytin üretimi düştüğü için üretici yağı satabilmekte ama üretim fazlası olması nedeniyle onların da yağları ellerinde kalmaktadır, Avrupa zeytinyağı ister ama hükümet gerekli çalışmaları yaparak bu ürünleri Avrupa’ya satmak için gayret göstermiyor. Bu ülkede plan ve programsızlık var ve bu sadece tarım da değil tüm alanlarda, tüm bakanlıklarda vardır” diye konuştu.

Yeni Bakış