Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler(CTP-BG)-Demokrat Parti-Ulusal Güçler (DP-UG)-Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) geçiş hükümetinin programı, dün mecliste görüşüldü.
   Mecliste sabah başlayıp akşam geç saatlere dek süren görüşmelerde, 28Temmuz’a dek görev yapacak 45 günlük Sibel Siber hükümetinin programıyla ilgili eleştiriler yapıldı, görüş ve önerilerde bulunuldu.
   Geçiş hükümeti için yarın mecliste güven oylaması yapılacak.
   Hükümetin güvenoyu alabilmesi için meclis salt çoğunluğunun bir fazlasına denk gelen 26 milletvekilinin olumlu oy vermesi gerekiyor.
   UBP hükümetinin güvensizlik önergesiyle düşürülmesinin ardından 13 Haziran’da CTP-BG Milletvekili Sibel Siber başkanlığında kurulan ve 28 Temmuz’da yapılacak erken genel seçim sonuçlanıp yeni bir hükümet kuruluncaya kadar görevde olacak CTP-BG, DP-UG ve TDP koalisyon hükümetinin programı, Cumhuriyet Meclisi’nde 17 Haziran Pazartesi günü okunmuştu.
   Anayasa gereği hükümet programıyla ilgili görüşmeler programın okunmasından iki tam gün sonra; güven oylaması ise görüşmelerin tamamlanmasından bir tam gün sonra yapılıyor.

Küçük: Halk iradesi aranmadan Cumhurbaşkanı’nın desteğiyle hükümet kuruldu
   UBP Genel Başkanı İrsen Küçük, halk iradesi aranmadan, cumhurbaşkanının desteğiyle bir hükümet kurulduğunu; bunda cumhurbaşkanının rolünün inkâr edilemeyeceğini öne sürdü.
   Küçük, bugün halka yaşatılanların siyasi hırsın iz düşümü olduğunu savundu.
   Küçük, demokrasinin ayaklar altına alınarak siyasetin Brütüsleri’yle halka ilklerin yaşatıldığını; çalma çırpma ifadelerle hükümet programı yazıldığını; Türkiye aleyhine düzenlenen eyleme katılan kabine üyesi olduğunu duyduğunu, çok üzüldüğünü, bu kişilerin hazırladığı programa oylarının ret olacağını açıkladı.
   Küçük, vatandaşlar arasında eşitlikten söz edildiğini ama hükümet programının inandırıcı olamayacağını savunarak, CTP-BG’nin iktidarı döneminde 6 bin istihdam yaptığını söyledi.
   İrsen Küçük, TDP’nin seçim nedeniyle sorunlar yaşadığını ve yaprak gibi döküldüğünü öne sürerek, bu partinin ülkeyi nasıl yöneteceğini sordu.
   “Gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı destekli bir hükümet kuruldu. Halk iradesi aranmamıştır” diyen UBP Genel Başkanı Küçük, halkın iradesinin UBP’nin tek başına iktidarından yana olduğunu, bunun gasp edildiğini, bunda Cumhurbaşkanı’nın rolünün inkâr edilemeyeceğini iddia etti.
   Hükümetin düşmesinden sonraki Ankara ziyaretinin uçak biletinin devletten karşılanmasıyla ilgili önergenin iptal edildiğini; 3 kişilik heyetinin bilet parasını derhal ödeyeceğini belirten İrsen Küçük, “Arkadaşlar bu hükümet neyle uğraşıyor? Bir başbakanın uçak biletiyle uğraşıyor. Benim bu paraya ihtiyacım mı var? Olabilir mi böyle bir şey arkadaşlar?” diye konuştu.
   İrsen Küçük, Ankara ziyareti için Maliye’den çıkarılan 87.50 kuruşluk harcırah çekini de hükümete iade etmesi için oturumu yöneten Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Yektaoğlu’na verdi.
   Küçük, hükümet programına ret oyu vereceklerini açıklayarak konuşmasını tamamladı.
Yorgancıoğlu: UBP dönemi ülke siyasi tarihine ibretle yazılacak
   CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, UBP hükümeti döneminde ülke siyasi tarihine ibretle yazılacak olaylar yaşandığını, halkın terazisinin 28 Temmuz’da tüm partileri tartacağını söyledi.
   Yorgancıoğlu, İrsen Küçük’ün, Ankara ziyaretinin uçak biletinin ödenmemesiyle ilgili konuda yalan söylediğini savundu.
   Yurt dışı ziyaret kararlarının önceden alınması gerektiğini, kaldı ki Bakanlar Kurulu’nun İrsen Küçük’ün Ankara ziyaretiyle ilgili masrafları ödememe kararı almadığını, sadece bütçede durum tespiti yapılana kadar Özdil Nami’ninki de dahil ertelediğini söyleyen Yorgancıoğlu ile Küçük arasında gerginlik yaşandı.
 
   Özkan Yorgancıoğlu, Küçük’ün hükümetin gasp edildiğini söylemesine tepki göstererek atanan bakanlara devir teslim yapmadıkları için UBP’lileri eleştirdi. Yorgancıoğlu, “Biz devletiz, başkaları hiçbir şey” mantığının artık halk arasında tutmadığını, bakanların tek tek itham edilmesinin doğru olmadığını belirtti.
   Siyasal iradeden söz edenlerin geçmişte yaptıklarına bakmasını isteyen Özkan Yorgancıoğlu, “Bu ülkede ilk kez bir hükümet, kendi iç kavgasında 700’e yakın insan istihdam etti” dedi.
   “Kaybetmenin telaşı, Sayın Küçük’ün yüzünden, gözünden okunur” diyen Özkan Yorgancıoğlu, parti gezilerine devletin araçlarıyla, devletin personeliyle giden UBP’lilerin hükümetten giderken bazı personelin farklı ilçelere tayinini çıkardığını; bu kişilerin izne de çıkarılarak UBP gezileri için kullanıldığını savundu.
   UBP döneminde siyasi tarihe ibretle yazılacak olaylar yaşandığını ileri süren CTP-BG Genel Başkanı Yorgancıoğlu, “Halkın terazisi 28 Temmuz’da hepimizi tartacak” dedi.
   Seçimden sonra gelecek hükümetin bu programı devam ettirebileceği gibi yenisini de yapabileceğini belirten Özkan Yorgancıoğlu, partisinin hükümet programına olumlu oy kullanacağını açıkladı.

Serdar Denktaş: Bütçenin birçok kalemi 5 ayda tükendi

   DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, bu yılki bütçede birçok kalemin ilk 5 ayda tükendiğini söyledi.
   İzaz ikram kaleminin, akaryakıt kaleminin aşıldığını belirten Denktaş, bunların UBP’nin kurultay harcamaları, delege ziyaretleri ve benzer bir sürü amaçla tüketildiğini savundu.
   Serdar Denktaş, 8 milletvekilinin UBP’den ayrılarak DP’ye katılmasıyla ilgili değerlendirmesinde, DP-Ulusal Güçler’in “demokrasinin katlinin önlenmesi ve parti içi yarışa dahi müdahaleyi davet etmeye son verme adına oluştuğunu” ifade etti.
   Denktaş, bunları yaptı diye “Saraylı” ilan edildiğini belirterek, Cumhurbaşkanı’nın da halkın oylarıyla seçildiğini hatırlattı.
   “Devletin tüm arabalarının toplanarak sergilenmesini ve İrsen Küçük hükümetinin yaptığı tasarrufun görülmesini” isteyen Denktaş, kendilerinin iktidarı döneminde bir hata varsaydı, üzerinden 7 yıl geçtiğini, niye yargıya verilmediğini sordu.
   Serdar Denktaş, kamu görevlilerinin pasaportlarıyla ilgili karara değinirken, geçtiğimiz yıllarda Brüksel’de düzenlenen hayalet protesto eylemine katılacaklara “acele gidin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu çıkarın” diyenin de yine İrsen Küçük olduğunu savundu.
   Cumhurbaşkanı’nın bir hükümete destek olmasının asli görevi olduğunu ifade eden Denktaş, hükümetin seçimden sonra yeni hükümet oluşana kadar görevde olacağını belirtti.
  Denktaş, 20 Temmuz nedeniyle düzenlenecek Şafak Nöbeti’nin mali açıdan desteklenmemesi kararına karşı olduğunu; ancak hükümet üyeleriyle konuştuğunda “tam takır, kuru bakır” bir bütçeyle karşılaştıklarını; sivil toplumdan destek istendiğini; Denktaş Vakfı’nın Şafak Nöbeti’nin gerçekleşmesi için her türlü katkıyı yapacağını açıkladı.
   Geçen hükümetin son dönemdeki kararlarını eleştirirken “50 saniyede 1 Bakanlar Kurulu kararı aldınız tebrik ederim. Herhalde bu dünyada bir rekordur, Guiness rekorudur” diyen Serdar Denktaş, bu kararlar arasında komisyon kararı olmadan 2 petrol depolama izni; Kalkınma Bankası’ndan çıkarılan krediler bulunduğunu söyledi.
   Yeni dönemde “Kıbrıs Türk Hava Yolları International”ın kurulacağını; Ercan dosyasının halen incelendiğini belirten Serdar Denktaş, “Ben hayal kurarım, kurduğum hayallere de bugüne dek ulaştım. En büyük hayalim de düzgün, doğrudan şaşmayan bir siyasetçi olmaktı. Bu hedefe ulaştım. Siyasette nereye kadar diye sorulduğunda halk nereye kadar derse oraya kadar yanıtı veririm” diye konuştu.
Tb35 ham

Çakıcı:  UBP bakanlıkları yakıp yıkarak çıktı
  
   TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, 28 Temmuz’da halkın UBP’ye dersini vereceğini belirterek İrsen Küçük’ün ve UBP’nin muhalefet etmeyi öğrenmesini istedi.
   Çakıcı, İrsen Küçük’ün “lolipopunu kaybetmiş çocuk gibi” olduğunu öne sürdü.
   Meclis’te hükümet programıyla ilgili görüşme sırasında konuşan Çakıcı, UBP’ye hitaben “Karpuz gibi bölünmüş, kabak çıkmış, hükümetten atılmış, çökmüş bir partisiniz. Halka bunu doğru anlatın” dedi.
   28 Temmuz’da UBP’nin tarihin en büyük yenilgisini alacağını, halkın artık korkmadığını, en uzun kurultayla halkın oyalandığını savunan Mehmet Çakıcı, geçmişte halk ve esnaf kan ağlarken bakanların devlet olanaklarını savurganlıkla kullandığını; bugün ise bakanların kendi araçlarıyla fuara gittiğini, vatandaş aradığında bakanlara ulaşabildiğini söyledi.
   Yeni bakanlardan beklentilerinin ülkenin 40 günde iyi bir seçime hazırlanması, var olan haksızlıklarla ilgili dosyalar oluşturulması olduğunu ifade eden Çakıcı, “Yıkılacak olan statükonun duvarlarıdır” dedi.
    Çakıcı, UBP’nin bakanlıkları yakıp yıkarak çıktığını savundu.
   UBP’li eski bakanların yeni bakanlarla el sıkışıp devir yapmamasını eleştiren Mehmet Çakıcı, KKTC pasaportu kullanımı zorunluluğunun da, yurt dışına açılmak isteyen iş adamları için doğru olmadığını söyledi.
   Çakıcı, İrsen Küçük’ün talimatı yüzünden Din İşleri Başkanı’nın Güney Kıbrıs’a gelen Papa’yla görüşemediğini; UBP’nin vizyonunun bu olduğunu savundu.
   Necati Şaşmaz’ın kültür ataşeliğinin kaldırılması konusunda da Çakıcı, “neden bizim insanımız yararlanmasın” diyerek yarım yamalak işlerle ülke yönetilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
   TDP Genel Bakanı Çakıcı, UBP hükümetinin yerli üretimi de desteklemediğini belirterek üreticiyi mahvettiğini savundu.
   UBP hükümeti döneminde ülkede sosyal adaletin bozulduğunu dile getiren Çakıcı, alınan kararlara halkın rahatlamaya başladığını belirtti.
   Çakıcı, mecliste 13 saatlik konuşmasını anımsatarak, “60 bin özel sektör çalışanının haklarının budanmasına karşı yaptım o konuşmayı, doğru hatırlayalım, doğru konuşalım” dedi.
  
Avcı: Başbakan vekili yok

   UBP Milletvekili Turgay Avcı, hükümet programının bu kadar kısa sürede hayata geçirilebileceğine kimsenin inanmadığını söyledi.
   Avcı, CTP-BG Başkanı Yorgancıoğlu’nun 3 uçak biletinin ödenmemesi konusundaki açıklamalarını üzücü bulduğunu kaydederek, amacın rencide etmek olduğunu savundu.
   Avcı, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın da demokrasinin katline son vermek için 8 vekile kucak açtıklarını söylediğini, TDP Genel Başkanı Çakıcı’nın Denktaş gibi entrika bilmediğini ileri sürdü.
   Turgay Avcı, TDP Başkanı Çakıcı’nın, eski Başbakan Küçük’ü lolipopunu kaybetmiş kişi olarak tanımlamasının yakışık almadığını söyleyerek, “Bunu söyledi ama kürsüde elma şekerini kaybetmiş bir Çakıcı var” iddiasında bulundu.
   Çakıcı’nın bakanlık yapmak için neyinin eksik olduğunu da sorduğunu belirten Avcı, teknokrat hükümetle hayallerinin yıkıldığını savundu.
    UBP’yi Yunan ordusuna benzeten TDP’nin bugün hükümette yer aldığını söyleyen Turgay Avcı, hükümeti ses çıkarmadığı gerekçesiyle eleştirdi; Zorlu Töre’yi ise tepki gösterdiği için kutladı.
Henüz güvenoyu almayan hükümetin programını uygulamak için 30 günlük süresi kalacağını belirten Turgay Avcı, milletvekili olmayan birinin Başbakan’a vekalet edemeyeceğini, hiçbir bakan milletvekili olmadığı için Başbakan yurt dışına çıkarsa ülkenin Başbakansız kalacağını söyledi.
   Bir aylık hükümetin programına bakılınca ağlamak mı, gülmek mi gerektiğini bilemediğini kaydeden Avcı, hükümetin “şov hükümeti” olduğunu savundu. Programı CTP’nin hazırladığını; öteki partilerin de imzaladığını öne süren Turgay Avcı, Meclis’teki oturma sırasına bakıldığında da CTP’nin ilk sırayı aldığını, öteki partilerin geride kaldığını ifade etti.
   Avcı, hükümet programının bu kadar kısa sürede hayata geçirilebileceğine kimsenin inanmadığını söyledi.
   “Teknokrat” kelimesinin Türk Dil Kurumu’na göre anlamını okuyan Turgay Avcı, hükümette yer alan bakanların teknokrat niteliği taşımadığı görüşünü belirtti.
   31 sayfalık hükümet programında hiçbir şey olmadığını öne süren Avcı, sadece “araştıracağız, bakacağız, hesapları inceleyeceğiz” gibi ifadeler bulunduğunu; eski hükümete yönelik inceleme konusunda Sayıştay’a, varsa yasa dışılıklar konusunda da Başsavcılık’a görev düştüğünü söyledi.
   “Hükümet, hukukun üstüne mi çıkıyor? Zaten varsa gereği anayasal kurumlarca yapılmalıydı? Yani şimdi teknokrat bakan arkadaşlar yargı mı oldu, Sayıştay mı oldu?” diye soran Avcı, hükümet programında Türkiye’yle yapılan ekonomik işbirliği programından tek kelime söz edilmediğini belirterek bunu eleştirdi; “Bu programı tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz?” diye sordu.

Kıbrıs