1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. TIBBİ ATIK TEHLİKESİ!
TIBBİ ATIK TEHLİKESİ!

TIBBİ ATIK TEHLİKESİ!

Büyük risk altındayız!

A+A-
Ülkemizde 20 özel sağlık kuruluşu, onlarca klinik ve devlet bünyasınde hastane sağlık ocakları dahil 28 sağlık merkezi bulunurken, bu yerlerden çıkan tonlarca tıbbı atığın akıbeti bilinmiyor
 
Suna ERDEN

Ülkemizde 20 özel sağlık kuruluşu, onlarca klinik ve devlet bünyasınde hastane sağlık ocakları dahil 28 sağlık merkezi bulunurken, bu yerlerden çıkan tonlarca tıbbı atığın akıbeti bilinmiyor

Kuzey Kıbrıs’ta 6 devlet hastanesi, 22 sağlık merkezi ,onlarca özel hekim ve veteriner klinikleri, tüp bebek merkezleri dahil 20 özel hastane bulunuyor.Hastanelerden, kliniklerden, yılda en az 1000 ton tıbbi atık çıktığı ifade ediliyor.Tıbbı atıkların toplanması ve imhası, “Tıbbi Atıkların Kontrolü ve İmhası Tüzüğü”nde belirlense de ne toplama işlemi ne de imha işlemi yasalara göre yapılmıyor ve atıklar ilgili yerlerden belediyeler tarafından toplanarak sağlığı tehdit edecek şekilde atılıyor.Konuyla ilgili Star Kıbrıs’a konuşan Serbest Çalışan Hekimler Birliği As Başkanı Dr. H. İlker İpekdal, tıbbı atıkların gelişi güzel toplandığını, akıbetinin belli olmadığını ifade ederek, “Tıbbi atıklar ve ilaçlar şu an dahi bizleri,yetiştirdiğimiz hayvanları ve bitkileri zehirlemeye devam etmektedir. Hepatitten (sarılıktan) tutun da Brusella'ya, Salmonelladan tutun da prion hastalıklarına kadar malesef büyük risk altındayız”dedi.

TÜZÜK VAR, UYGULAMA YOK

İpekdal, sağlık sistemi tartışmaları arasında tıbbı atıklar konusunun kaynayıp gittiğini ifade ederek, Tıbbi Atıkların Kontrolü ve İmhası Tüzüğü’nün 14 Mayıs 2008 tarihli Bakanlar Kurulu’nda onaylandığını, tüzükte, tıbbi atıkların toplanması, geçici depolanması, bertarafı, tıbbi atık toplama araçlarına ait kurallar, lisanslar, sterilizasyon gibi konuların belirlendiğini söyledi. İpekdal, hatta, bu konunun, Avrupa Birliği Mali Yardımları ile desteklenen program çerçevesinde bertaraf tesisi, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bünyesinde bir sterlizasyon tesisi kurulmasına kadar gittiğini dile getirerek, sterlizasyonun kısmen başladığını ancak diğer unsurların işler hale getirilemediğini kaydetti.

HALKIN SAĞLIĞI UMURSANMIYOR

“Halkını kendi eliyle hasta eden bir devlet düşünülebilir mi?”şeklinde konuşan İpekdal, “Ama bugünkü tablo maalesef aynen bu şekildedir. Bugün, gerek devlet hastanelerinde, gerek özel hastanelerde, gerek özel kliniklerde, gerek veteriner kliniklerinde ve gerekse mezbahanelerden ortaya çıkan tıbbi atıklar, yasal normlara uygun bir şekilde toplanıp bertaraf edilmediği herkes tarafından bilinmektedir”dedi.

BÜYÜK RİSK ALTINDAYIZ

İpekdal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırmızı poşetlere ya da kırmızı çöp tenekelerine konulma zorunluluğu, sadece makyajdan ibarettir dersek yalan söylemiş olmayız. Çünkü, evsel ve tıbbi atıklar, belediyelerin yine aynı çöp kamyonu tarafından toplanarak, adeta bir bilinmezliğe doğru götürülmektedir.Bilinmezlik diyoruz, çünkü ülkemizde yılda en az 1000 ton tıbbi atığın üretildiğini göz önünde bulunduracak olursak, bu atıkların akıbetini de sorup öğrenmek, herkesin en doğal vatandaşlık hakkıdır.Bir ada ülkesi olarak, tıbbi atıklar konusunda belki de en hassas olması gereken bizleriz. Çünkü toprak sınırlı, su sınırlı, yeraltı ve yerüstü kaynakları sınırlıdır.Bu tıbbi atıklar ve ilaçlar şu an dahi bizleri zehirlemeye, yetiştirdiğimiz hayvanları ve bitkileri zehirlemeye devam etmektedir. Hepatitten (sarılıktan) tutun da Brusella'ya, Salmonelladan tutun da prion hastalıklarına kadar malesef büyük risk altındayız. “

BİR KAMYON İLAÇ NEREYE ATILDI

İlaçların usulüne göre imha edilmediğini, halkın elindeki fazla ilaçları veya kullanma tarihi geçmiş ilaçları nereye teslim edeceğini bilmediğini kaydeden İpekdal, yaptıkları araştırmalarda halkın ya evsel çöplerle birlikte ilaçları attığını ya da tuvalete dökerek imha ettiğini söyledi. İpekdal, “Daha geçen aylarda, bir kamyondan fazla ilaç, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nden alınarak imha edildi. Soruyoruz buradan, nasıl ve hangi şartlarda imha edildi? Gömüldü mü, yakıldı mı yoksa başka yollarla mı imha edildi.Bir taraftan sağlık üretiyoruz iddiasında bulunuyorsak, tozu toprağı da halının altına süpürmememiz lazım”şeklinde konuştu.İpekdal, projelerin siyasi çekişmelerin gölgesinde eriyip gitmemesi gerektiğini belirterek,belediyelerin tıbbi atık toplama sisteminin içine dahil edilmesi, tüzüklerin, yasaların raflardan indirilmesi ve ülkemizde artık gerçek sağlık konularının konuşulması gerektiğini söyledi.

YERİN ALTINI ÜSTÜNDEN DAHA ÇOK KİRLETİYORUZ

İpekdal, “Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde konuşlandırılan ancak işletilmeyen tesisin sorumluları halka hesap vermelidir. Yerin altını belki de üstünden daha çok kirlettiğimiz unutulmamalıdır. Hele bu bir de devlet eliyle yapılıyorsa, hiçbir siyasi ya da idareci mazeret üretecek durumda olmamalıdır. Sağlıkta kaos olacak mı olmayacak mı, devletten doktorlar istifa edecek mi etmeyecek mi diye soruların sorulduğu bir ortamda, belki de asıl sormamız gereken sorulardan biri de, devlet eliyle zehirlenme veya hastalanma riskine daha ne kadar maruz bırakılacağız olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Star Kıbrıs
Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.