Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekilleri Ahmet Kaşif, Afet Özcafer, Hasan Taçoy, Zorlu Töre, İlkay Kamil, Ergün Serdaroğlu, Mehmet Tancer, Türkay Tokel, Kemal Dürüst ve Ejder Aslanbaba yaptıkları ortak yazılı açıklamada; partinin güç kaybının önlenmesi, UBP hükümetinin halka etkin hizmet verebilmesi, tutarlı olması için başlatılan mücadelenin devam edeceğini belirttiler. 

10 milletvekili tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi;

“Kurultayımızla ilgili süreç tüm kamuoyunun bilgisindedir. Buna rağmen, bizler Kurultay sonrasında herşeyi bir yana bırakarark partimizin, ülkemizin yararı için görüş ve istemlerimizi ortaya koyduk, iyi niyetli, uzlaşmacı, yapıcı davrandık, öneriler sunduk ama ne yazık ki gereken karşılığı görmedik, görmüyoruz.

Parti Meclisimizin bugün yaptığı genel sekreterlik seçimi ile ilgili gelişmeler ve bugün Parti Meclisi’nde tüm uyarılarımıza rağmen söylenenler, yaşananlar; gelişmelerden ders çıkarılmadığının, partide birlik ve beraberliğin sağlanması için adım atma niyetinde olunmadığının kanıtıdır.

10 milletvekili olarak geçtiğimiz Salı günü Sayın Genel Başkan ve Başbakan’la yaptığımız görüşmede, bir uzlaşı ile genel sekreterlik olayını aşmamız halinde bunun partiye ve ülkeye çok olumlu yansımaları olacağını, bizlere destek veren % 50 delege ile yanımızda olduğuna inandığımız UBP tabanının büyük kesiminin bizden bunu beklediğini, hedefimizin sorun yaratmak değil, hükümetin etkin kararlar alması, parlementonun yoğun çalışması, partililerin kucaklaşması olduğunu belirttik.

Sayın genel başkan, bu sözlerimiz üzerine genel sekreterlik için bazı isimler zikretti ancak bizler, bu arkadaşlarımızla hiçbir şahsi sorunumuz olmadığını, ne var ki bu isimlerin seçilmesinin; amaçlanan birlik-beraberliği sağlayıcı adım olarak görülmeyeceğini anlatmaya çalıştık.

Bizler, muahlif grup diye adlandırılan ve şu anda partinin hiçbir yönetsel mekanizmasına dahil edilmemiş, adeta atıl duran arkadaşlarımız arasından bir ismin sayın genel başkan tarafından genel sekreter adayı olarak saptanmasının daha uygun olacağı görüşünü savunduk.

‘Partiden dışlanıyorlar, tüm kadrolardan uzaklaştırılıyorlar, biz onlara güvenmiyoruz’, söylemlerinin böylelikle ortadan kaldırılabileceğini, bu yapılırsa bütünsellik içerisinde geleceğe doğru güzel bir ilk adımın atılmış olacağını sayın genel başkana defalarca anlatmaya çalıştık.

Ancak ve ancak böyle bir konsensüs sağlanması durumunda aramızdan belirlediğimiz bir arkadaşın genel sekreterliğe aday olacağını, aksi halde aday gösterilmeyeceğini, genel sekreterlik seçiminin kimin seçildiğinden çok, içereceği mesaj ve yaratacağı etki açısından partimiz ve bütünleşme adına büyük önem taşıdığını vurguladık.

Yukarıda belirttiğimiz düşüncelerimizi gerek medya aracılığı ile kamuoyuna, gerekse çeşitli yollarla genel başkanın yanı sıra diğer parti yetkililerine de ilettik.

Ve bugüne geldik. Parti Meclisimizin bugünkü toplantısında söz alındı ve genel başkan’a söylenenlerle aynı doğrultuda konuşmalar yapılarak, birlik-beraberlik için uzlaşı talep edildi ancak karşılığında anlayış görülmedi.

Bunun üzerine toplantı terk edildi ve genel sekreterlik için aday da gösterilmedi, oy da kullanılmadı.

Sonuç nettir. Bizlerin uzlaşı gayretleri boşa çıkarıldı ve son bir yıldır yaşanan tüm süreçlerde oduğu gibi iyi niyetimize, tabanımıza bakılmaksızın dışlandık, dikkate alınmadık.

Maalesef sayın genel başkan Kurultay öncesinde hangi noktada ise bugün de o noktada bulunuyor.

Kazanan yoktur. UBP kaybetmektedir. Ve bu anlayış devam ettiği sürece her geçen gün de kaybetmeye devam edecektir.

Bu anlayışla UBP’nin sıkıntılarını aşması, ülkenin meselelerinin çözülmesi oldukça zor görünmektedir.

Bu anlayışla birlik ve beraberliğin sağlanması da söz konusu olmamıştır, gelecekte de olamayacaktır.

Bugünkü tavırla UBP’li seçmenin gönlünü yeniden kazanmak bugün mümkün değildir yarın da mümkün olmayacaktır.

Bizler asla koltuk mücadelesi yapmadık, yapmayacağız.

İlkelere dayanan, ayakları sağlam temeller oturan, ortaya somut sorun teşhisleri ve çözüm önerileri koyan, demokratik bir mücadelemiz vardır.
Bizlere destek veren ve hala desteklerine devam ettiren geniş bir kitlenin gücünü arkamızda taşıdığımızın bilinciyle; ülkenin daha iyi günlere ulaşması, ekonomimizin gelişmesi, halkımızın refahı, Anayasal ve yasal gereken düzenlemelerin yapılarak KKTC’nin hızlı bir kalkınma süreci içine girmesi, hesap veren, hesap soran, verilemeyecek hiç bir hesabı olmayan bir yönetim anlayışının hem siyasete hem ülkeye hakim olması için mücadelemizi her platformda devam ettireceğiz.

Asla bu mücadeleden yılmamız, mücadeleyi bırakmamız söz konusu değildir. Bu zorlu süreçte destekleri ile bizlere güç veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür etmeyi bir borç biliriz."

Kaynak:TAK