1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. 'ÜÇ AY MERMERLERİN ÜSTÜNDE YATTIM'
'ÜÇ AY MERMERLERİN ÜSTÜNDE YATTIM'

'ÜÇ AY MERMERLERİN ÜSTÜNDE YATTIM'

'Üç ay mermerlerin üstünde yattım'

A+A-

Mehmet Oduncuoğlu, Pisgobu’dan Evdim’e, Evdim’den Gandu’ya, Gandu’dan da Bostancı’ya uzanan hayat hikayesiyle geçmiş yıllara götürüyor bizi…

“Mevzilerde hep tamir yapardım telefonları. Uyurken yataktan kaldırılırdım yapardım. Altı ay da evsiz kaldım Bostancı’da, ev vermezlerdi bana... Üç ay da mermerlerin üstünde yattım, ne görürsanız iki elimle yaptım. Hiç hakkımızı tanımadılar, çok haksızlık yaptılar, halen daha da yaparlar...”

Fehime ALASYA

Öküz ile tarla sürülen, traktörlerin olmadığı, yoksulluğun diz boyu, sevgi saygının sonsuz olduğu, çocuğu olmadığı için kardeşine kendi çocuğunu veren yılları görüp geçiren Mehmet Oduncuoğlu, Pisgobu’dan Evdim’e, Evdim’den Gandu’ya, Gandu’dan da Bostancı’ya uzanan hayat hikayesine bizleri de ortak ediyor.

Oduncuoğlu, “Bunda da artık mezar taşım eksiktir, oraya gideceyik artık, tek eksiğimiz mezar daşımız” dese de hayata olan bağlılığı birçok gence örnek olacak nitelikte…

Bostancı Köyü’nde 1933 yılında Pisgobu'da (Yalova) doğan Mehmet Oduncuoğlu, beş kardeşli bir ailenin, tarlalarda hayvancılıkla, çiftçilikle uğraşan bir babanın oğlu… Misafirperver kişiliği, güler yüzü, tatlı sohbeti ile eşi Nadir Oduncuoğlu’nun kendi eliyle yaptığı macunlarıyla ağılıyor bizleri…

“BABAM ÖKÜZ DEVİRİR TARLA SÜRERDİ

Evine, hayatına, yaşına, yaşanmışlıklarına konuk olduğumuz Mehmet Oduncuoğlu, zihninde beliriveren çocukluk anılarını anlatmaya başlıyor: “Babam öküz devirir tarla sürerdi. Eskiden öküzlernandı hep tarla sürme, traktör ne arardı o zaman... Amcamın çocuğu olmadı diye amcam çok severdi beni, sürekli alırdı, gidip onlarla kalırdım. Anama galsa vermezdi beni ama babam derdi bırak çocuğu yoktur, aklım da keserdi, severdim da amcamı giderdim amcama, Evdim’de okudum. Pisgobu’dan Evdim’e Evdim’den Gandu’ya Gandu’dan da Bostancı’ya geldim. Bunda da artık mezar taşım eksiktir, oraya gideceyik artık, tek eksiğimiz mezar daşımız...”

“ALLAH VERSİN RIZKIMIZI...”

Oradan oraya savrulan bir hayatın içinde yoğrulan Oduncuoğlu, iş konusunda da farklı bir yaşam sürmemiş. Birçok işe girip çıkan Oduncuoğlu, göç etmenin getirdikleri ve götürdükleri arsında yıllarca sıkışıp kalmış. Yaşananlara kızgın değildi belki ama kırgınlıklarıyla sitem etmeden de geçemiyordu. Oduncuoğlu, “Mevzilerde hep tamir yapardım telefonları. Uyurken yataktan kaldırılırdım yapardım. Altı ay da evsiz kaldım Bostancı’da, ev vermezlerdi bana... Üç ay da mermerlerin üstünde yaddım, ne görürsanız iki elimle yaptım. Hiç hakkımızı tanımadılar, çok haksızlık yaptılar, halen daha da yaparlar... Hiçbir şey istemem. ALLAH VERSİN RIZKIMIZI...

Bir süre kunduracı yanında çalıştım, parmaklarımı ezince o işten de farıdım, traktör peşine düştüm. Rumlarnan çalıştım hep, boru döşer, beton yoğururduk. Beton makinacılarının başında makinist olarak buldum gendimi. İngiliz üstlerinde işe başladım, orada bile terfi aldım. Teknik bilgilerim iyiydi. Bu tarafa geldik, mesamemiz okunmadı. İşe başladım, dedim ki ‘ben bunları bilirim tekniğim iyidir. Bana ‘Onlar o tarafta kaldı dayı’ dediler. ‘Tamam’ dedim çıktım. Sonra işlerken ben bir şeyler bozulmuş yapamamışlar, gelip yardım istediler, ben de dedim ki ‘Onlar o tarafta kaldı dayım! Ben bilmem!’ ve onarmadım...”

EVLADIN KIZI OĞLANI YOK…

Eşi Nadir Oduncuoğlu’nu nasıl tanıdığını soruyoruz, iç geçiriyor, gülüyorlar… 1945 doğumlu Nadir Hanım, Baflı… “Büyük konuşmuşum zamanında” diyerek başlıyor anlatmaya: “Gandu Köyü’nde yeğeni vardı hanımın, isteyelim sana dedi, ‘Baf’a gitmem ben, ne işim var Baf’tan kız alacam!’ dedim ama kısmetimdi oldu, 1973 yılında da evlendik. İki çocuğumuz var, iki kızımız. Üç de torun var.” diyor.

Evladın kızı oğlanı yok diyor Oduncuoğlu ailesi, kızı da ayni, oğlu da, iyi olsun, sağlıklı olsun yeter, vefalı olsun yeter...

BOSTANCI’DA GEÇEN YARIM ASIR…

1974 yılında Bostancı köyüne yerleşen aile, halen daha orada yaşam sürmekte. Devlet dairesinden sinekçilik yaparak yıllarca geçinen Oduncuoğlu, yıllardır emekliliğin keyfini sürüyor.

“NE GAVEDE OTURABİLİRİM NE EVDE”

Oduncuoğlu, “Ne gavede oturabilirim ne evde, ovaya giderim, evde didinirim, gaveye giderim... Vakit geçer. Evin yanında biraz bahçem var, onuynan uğraşırım. Kızlar da civarımızdadır, gelir giderler... Sabah beşte kalkarım, bazen dörtte, akşam da saat ona gadar da otururum. Tavuklarım tavşanlarım var onlarnan uğraşırım” diyerek anlatıyor günlük yaşamını…

Halkın sesi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.