1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. AĞIZ KOKUSUNUN SEBEBİ OLABİLİR!
AĞIZ KOKUSUNUN SEBEBİ OLABİLİR!

AĞIZ KOKUSUNUN SEBEBİ OLABİLİR!

Ağız kokusunun sebebi olabilir!

A+A-

Opr. Dr. Erkam Tülübaş, reflü hastalarına yeme-içme konusunda önemli uyarılarda bulundu ve ekledi, ‘Ağız kokunuz bile reflü olabilir.’ dedi.

Dr. Tülübaş’ın reflünün tedavi yöntemleri ve tıbben gelinen son çözümleri, reflüden korunma yollarını anlattı.
Reflü bir hastalık mıdır? Neden, nasıl olur?

Reflü kelime olarak geri kaçma anlamına gelmektedir. Bugün konuşacağımız gastro özofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanmaktadır. Reflü yemek borusuyla midenin birleşim yerinde olan kapakçık mekanizmasının bozulması sonrasında ortaya çıkan bir hastalık. Gerçek anlamda kapak mekanizması yoktur. Ters çevrilmiş bir mürekkep hokkası gibi düşünürsek, asidin yukarı kaçmasını engelleyen bir sistem var. Bunun açılması sonrasında bu hastalık meydana gelmektedir.

Reflünün belirtileri nelerdir? Reflü çok farklı semptomlarla bize gelmektedir. Bizim ülkemizde en çok olarak görülen retrosternal bölge dediğimiz göğüs arkasında yanmayla gelmekte, bunun haricinde ağıza acı su gelmesi ,yine bu bölgede yanma, baskı hissi, göğüs ağrısı, ses kısıklığı ,öksürük, astım ataklarına benzer şikayetlerle hasta bize başvurmaktadır.

Reflünün tanısı nasıl koyulur? Hangi işlemler yapılır?

Reflü tanısında öncelikle hastayla bire bir muhakkak görüşmek önemli, hastanın şikayetlerini dinlediğimiz takdirde yaklaşık olarak bize reflü olup olmadığına dair fikir vermekte. Beraberinde yaptığımız gastroskopi işlemiylede hastalığa neredeyse yüzde yüze yakın olarak tanı konulabilmektedir. Buna rağmen hastanın reflü şikayetlerini düşünmekteyiz, endoskopi olarak bunu görüntüleyememişsek bundan bir sonraki aşama Ph Metre denilen bir işlem var. Hastaya yaklaşık iki üç milimetre çapında olan ince bir kabloyla burundan girerek yemek borusu alt uç kısmına kadar bu cihazı göndermekteyiz. Bu cihaz yaklaşık yirmi dört saat hasta da kalmakta sonrasında bize matematiksel olarakda veriyle bize reflü hastalığını ortaya koymamıza yardımcı olmaktadır.

Reflü tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?

Reflü hastalığınin tedavisi cerrahi mudahele ile gerceklesebilir. Sadece cerrahiye uygun olmayan adaylar için önerdiğimiz yöntemler vardır. Bunlar özellikle beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmesidir. Bunların başlıcası çok fazla asitli içecekler içmemek, olur olmaz ağrı kesiciler kullanmamak, alkolden, sigaradan uzak durmak, çok baharatlı yemekler yememek, yağlı besinler tüketmemek ve yemek yerken birden bire mideyi şişirecek kadar çok fazla hacimde yemek tütekmemek başlıca önlemler olarak sayılabilir.

Bunun haricinde yemek öğün sayısınıda artırmakta fayda vardır. Daha kısa aralıklarla daha az az ve de sık sık yemek yemek koruyucu olacaktır, ama cerrahi olarak kesin tedaviye ulaşmaktayız. Bunlar sadece koruyucu olarak yaptığımız yapabileceğimiz işlemlerdir.

Laparoskopik cerrahi nedir? Reflüye çözüm müdür?

Laparoskopik cerrahi reflüye kesin olarak çözüm cerrahidir. Bu kapalı yöntem dediğimiz cerrahi yöntemdir. Karın bölgesinden yaklaşık olarak beş tane delikle beş milimetre ve on milimetre çaplarında deliklerden yapılan bir ameliyattır. Hasta yaklaşık olarak bir saat civarında ameliyatta kalmakta ve bir saatin sonunda hasta servise alınabilmektedir. Aynı gün yemek yiyebilmekte hastamız, ertesi günde taburcu olur ve yaklaşık olarak bir hafta sonrada günlük işlerine geri dönebilmektedir.

Reflünün ilaçla tedavisi mümkün müdür?

Reflünün ilaçla tedavisi mümkün değildir. Sadece çok ilerleyen yaşlarda hastalar için önerdiğimiz yöntemlerdir. Çünkü otuzlu ve kırklı yaşlarda daha sık gördüğümüz bir hastalıktır. Yetmiş yaşında ve yandaş hastalıkları olan çok fazla olan hastalar için cerrahi öneremediğimiz durumlarda ilaç tedavisiyle şikayetleri bastırabilmekteyiz. Bir ömür boyunca ilaç kullanmak mümkün müdür ? degildir. Otuz yaşında olan bir hastamıza önündeki kırk, elli yıl boyunca sürekli ilaç kullandırmak mümkün olmayacağı için biz cerrahi tedaviyi önermekteyiz.

Reflünün belirtileri en çok hangi hastalıklarla karıştırılır? Reflü daha çok kulak burun boğazdan, göğüs hastalıklarından, kardiyolojiden bize yönlendirilen hastalarımız mevcuttur. Kronik faranjitle ses kısıklığı, öksürük, ağız kokusu, göğüs ağrısıyla gelen çok hastamız var. Bunun dışında genel cerrahi olarakda midedeki gastrit, ülser ve safra kesesi taşlarıda reflüyle karıştırılabilmektedir.

Hamilelerde ve bebeklerde reflü görülür mü?

Hamilelerde ve bebeklerde reflü görülür. Yanliz bu görülen reflü cerrahi anlamda bir cerrahi hastalığı olarak tanımlanmamaktadır. Geciçi olan reflülerdir. Hamilelerde üçüncü aydan sonra ortaya çıkan, karın içi basıncın artmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir reflü hastalığıdır. Gebelik bitimiyle beraber ortadan kalkar. Bu hastalara cerrahi önermeyiz. Bebeklerde görülüyor, bu da ters mürekkep hokkası şeklindeki yapının tam oluşmaması sonrasında ortaya çıkan bir durum.Yaklaşık olarak birinci yılı itibariye bazen ikinci yıla kadarda devam edebilmekte,ortadan kalkmakta ve bebeklik döneminde görülen fizyolojik reflü dediğimiz bir durumdur.

Reflünün yol açtığı problemler nelerdir?

Reflü genel cerrahi tarafından bakacak olursa; yemek borusu alt uç kısmında kronik tahrişe bağlı olarak yutma güçlüğü ve ileri ki dönemlerde de kansere yol açabilmektedir. Ama bu çok sık gördüğümüz bir durum mu dur? Hayır. Endoskopi kontrolleriyle bunun önüne geçebilmekteyiz. Ama reflü hastalığı baret denilen hastalığa yol açmışsa o şartta cerrahiyi biraz daha ön planda tutmak faydalı olacaktır.

Reflü hastalarının yapmaları gerekenler nelerdir?

Reflü hastaları öncelikle yemek alışkanlıklarını gözden geçirmelidirler. Bunlar için yapılması gerekenler yağlı besinleri ve özellikle alkol tüketimini azaltmaları gerekiyor. Çay, kahve, sarımsak, soğan gibi baharatlar onun dışında domates, nane gibi besinlerde reflü hastalığını artırmaktadır. Bunlardan uzak durmak, yoğun gazlı içeceklerden içmemesi gerekmektedir hastalarımızın, sık sık ve daha az öğünlerle beslenmesi gerekmektedir. Reflü hastası olan hastalarımız için çok dar giysiler giyilmemesi, yatarken baş kısmının biraz daha yukarı pozisyonda olması biraz daha rahat ettirecektir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.