Son günlerde görülme sıklığı artan gribal enfeksiyonlar, uygun ilaç kullanımı ve istirahatle atlatılırken; özellikle astım, kronik kalp, akciğer, böbrek, şeker ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için risk taşıyor. Gribe bağlı en sık zatürre, beyin iltihabı, menenjit ve nöbet gibi komplikasyonlar görülüyor.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Fikret İleri, gribin "influenza" virüsünden kaynaklandığını belirterek, virüsün genellikle hasta olan birisinden öksürük ya da aksırık yoluyla salınan havadaki minik damlacıklarla alındığını söyledi.

Virüslü bir maddeye temas sonrasında da ağız, burun veya göz yolu ile bulaşabildiğinin de altını çizen İleri, gripte en iyi tedavinin istirahat edilmesi, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile solunum yolunu açan ilaçların kullanılması olduğunu anlattı. İleri, ilaçların şikayetlerin ilk 2 gününde başlandığında tedavi etkinliğinin arttığını bildirdi.

İleri, grip virüsünün burun, boğaz ve akciğerleri etkilediğini dile getirerek, C tipli grip virüsünün hafif enfeksiyon şeklinde geçirilirken A ve B tiplerinin ciddi salgınlara yol açtığını ifade etti.

Grip virüslerinin üzerindeki proteinlerin mutasyonu sonucu virüslerin sürekli değiştiğini aktaran İleri, bu değişimin kişilerin bağışıklık sisteminden kaçarak hastalığa yol açtığını söyledi. İleri, "Kişi virüsle infekte olur ve ona karşı antikor geliştirir. Virüs değiştikçe bu eski antikor etkili olamaz ve kişi tekrar hasta olur. Eski antikorlar, bu yeni hastalığa karşı kısmi koruma sağlayabilirler" dedi.

"ÜÇ TİP VİRÜS ETKİLİ"

İleri, şu an dünyada en sık hastalık yapan 3 tip virüs bulunduğunu belirterek, iki A grubu (H1N1 ve H3N2) ve bir B grubu virüsün grip enfeksiyonlardan sorumlu olduğunu söyledi.

Gribe bağlı şikayetlerin, virüs alındıktan sonra hızla kendini gösterdiğini dile getiren İleri, "Virüs alındıktan ortalama 1-7 gün içinde kişi kendini hasta hissetmeye başlar. Virüs hızla yayılır, öyle ki gribin okula veya iş ortamına gelmesinden sonraki 2 ile 3 hafta içinde hastalık başlar" diye konuştu.

İleri, virüsün ilk olarak 38 derecenin üzerindeki ateş ile ortaya çıktığını ve beraberinde vücut ağrısı, titreme, dengesizlik, baş ağrısı, halsizlik, bulantı ve kusma görüldüğünü ifade etti. İleri, ateş ve ağrının 4. günde azaldığını fakat kuru öksürük, burun akıntısı (şeffaf ve sulu), aksırık, boğaz ağrısı ve solunum sıkıntılarının kendini göstermeye başladığını bildirdi. Şikayetlerin genellikle 4 ile 7. günden itibaren kaybolduğunu vurgulayan İleri, öksürük ve yorgunluğun ise haftalarca sürebildiğinin altını çizdi.

ZATÜRRE VE MENENJİTE DİKKAT

Prof. İleri, zaman içinde yüksek ateşin tekrar görülebildiğine işaret ederek, "Grip, astım, solunum problemleri ve diğer kronik hastalıkların kötüleşmesine neden olabilir. Grip komplikasyonları açısından yüksek riskli grupta olanlar mutlaka sağlık kontrolünden geçmelidir" uyarısında bulundu.

Her yıl milyonlarca kişinin grip olduğunu, çoğunun 1-2 hafta içinde iyileştiğini; ancak binlerce kişide ise gribin pnömoni veya menenjite dönüşebildiğini vurgulayan İleri, bu kişilerin hastaneye yatırılıp tedavi olması gerektiğinin altını çizdi. İleri, son 30 yılda ABD'de her yıl 3 bin-49 bin kişinin griple ilişkili durumlardan dolayı hayatını kaybettiğine dikkati çekti.

Herkeste gribe bağlı komplikasyonların gelişebileceğine işaret eden İleri, "65 yaş üstü hastalar, 2 yaş altı çocuklar, grip sezonu içinde 3 ay ve daha fazla gebelik süresi olan kadınlar, bakım evinde kalanlar, kronik kalp, akciğer veya böbrek hastaları, diabetliler ve zayıf immün sistemi olan hastalar, risk altındadır" dedi.

İleri, gripte en sık komplikasyonların pnömoni (zatürre), ensefalit (beyin iltihabı), menenjit ve nöbet geçirme şeklinde olduğunu ifade etti.