1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "HÜKÜMET CİNAYET İŞLİYOR!"
"HÜKÜMET CİNAYET İŞLİYOR!"

"HÜKÜMET CİNAYET İŞLİYOR!"

'Bakan Dürüst görevden alınmalı!'

A+A-

Ercan ihalesinde şaibe kokusu!

Ana muhalefet CTP’ye mensup milletvekilleri Soyer ve Akansoy, aynı kabinede görev yapan bakanların Ercan Havaalanı konusunda bir birlerine düşmesini “Komik” olarak nitelendirirken, yaşananların siyasi bir bedeli olması gerektiği üzerinde durdular.

Eniz Orakcıoğlu

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer ve Asım Akansoy, Ercan Havaalanının sözleşmesinin 4 yıl daha uzatılmasıyla ilgili  hükümet içinde yaşanan tartışmaları Yeni Bakış’a değerlendirdi.

Soyer “Tam bir rezalet”

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Ercan Havaalanı ile ilgili 4 yıl daha sözleşmenin uzatılmasının tam bir rezalet ve ayıp olarak nitelendirerek, “Ercan Havaalanı zamanında özelleştirildi ve özelleştirildikten sonra da her dönemde yeni sorunlar yaşandı. Sözleşmenin 4 yıl daha uzatılması ile Ercan Havaalanının kiralanma süresi 2042 yılına kadar uzatıldı. Şu anda Ercan’da Pist ve Terminal Binası inşaatı devam etmektedir. Bu inşaat en çok bir buçuk sene zarfında bitecektir. Dolayısıyla bundan sonra Ercan Havaalanı başka bir yatırım istemeyecektir. Yapılan, İnşaat bittikten sonra da Ercan’ın en karlı, yolcu sayısının en fazla artacağı ve gelirinin çok ileri noktaya gideceği dönemi olan bundan sonraki süreci 4 yıl daha uzatıyorlar. Yani işletmeciye gelecek için büyük ölçüde karlılık ve avantaj sunuyorsunuz. Bu kabul edilecek bir durum değildir” şeklinde konuştu.

“4 yılda iyi gelir elde etti”

“Ercan işletmesinin bir kısım devlet taahhütlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle  zarar ettiği ve bu zararın sonucunda devleti dava edeceği” duyumunu aldığını anlatan Soyer, “Hükümet ise bunun karşısında işletmenin kendilerine dava açmaması için sözleşmeyi uzattıkları iddialarında bulunmaktadır. Ben ise soruyorum bu bağlamda nasıl bir inceleme yapıldı ve ne gibi veriler ortaya kondu ki bu işletmenin gerçekten zarar ettiği ortaya çıktı? Bu konuda önemli bir nokta; Bu işletmeci ihaleyi kazandıktan sonra en az 2 buçuk yıl devlete ödemesi gereken KDV’yi ödemedi ve buradan da kendine önemli bir finansman kaynağı sağladı. İkinci önemli nokta ise yine bu işletmeci askeri bölgenin düzenlenmesi ve orada bulunan İstanbul Havayolları hangarının devredilmemesi gerekçesi ile yapması gereken yatırımların hiçbirini yapmadı, ama 4 yıl süre ile devletle hiç paylaşmadan Ercan’nın gelirini aldı. Bu 4 yıl zarfında da ihalenin çıktığı dönemden, KDV’yi ilk ödediği döneme kadar geçen 4 yıl zarfında  Ercan’ın yolcu trafiğinde yüzde 30-40 civarında artış oldu ve yine bu işletmeci büyük gelirler elde etmiş oldu” dedi.

“Katmerli bir karlılık içine girecekler”

Soyer, sözlerine şu şekilde devam etti; “Yine bu işletmeci sözleşmeye göre 250 güvenlik personeli alıp Ercan’ın iç güvenliğini sağlamakla mükellefti, ama bu da yerine gelmedi ve bu görevi de devletin polisi yaptı. Böylece bu işletme bu noktadan da önemli bir tasarruf sağladı. İşletme ihale gereği gelirini devletle paylaşma içine girdi ve yıllık cirosunun 55 milyon Euro olduğunu söyledi. Ben bu rakamı doğru bulmamakla birlikte daha fazla olduğu kanısındayım. Bu duruma bu pencereden bakarsanız işletmenin yapacağı yatırım 250 Milyon Euro bir yatırımdır ama sözleşmenin yapıldığı tarihten bu güne kadar elde ettiği miktar 300 Milyon Euro’dan fazladır. 55 Milyon Euro yıllık ciro gösterirken, 250 Milyon Euroluk bir yatırım yapmakla ve bunun süresini de 2042’ye kadar uzatmakla tam katmerli karlılık içerisine gireceksiniz demektir. Bu bakımdan da bunlar hiç incelenmemiştir.”

“Hükümet cinayet işlemektedir”

Tahsin Ertuğruloğlu’nun Bakanlar Kuruluna sunduğu ve imzalanan sözleşmede işletmecinin açmaya çalıştığı ya da açtığı davaları geri çekmesi konusunu da hatırlatan Soyer, “Kaldı ki bu madde de yerine getirilmeden sözleşme imzalandı. Bu bakımdan bütün bunların hepsi ayıptır ve bu hükümet tam bir cinayet işlemektedir. Çünkü halka ve meclise, halkın malı olan Ercan’la ilgili yapacağı tasarrufa dair hiçbir açıklama yapmamıştır. Kimsenin de bilgisi yokken bu sözleşmeyi imzalamışlardır” diye konuştu.

“Beylikler hükümeti”

Geçtiğimiz gün mecliste hükümetin Ercan kavgasından yola çıkarak, hükümetin rant ve feodal toplumlardaki gibi beylikler hükümetine dönüştüğünü vurgulayan Soyer, “Her bir bakan ayrı bir Duka, Lord ve Beydir. Her biri kendi malikanesinin alanından kendisini sorumlu hisseden feodal Konfederasyon gibidir. Dolayısıyla bu gibi hırlaşmaların ve kavgaların çıkması doğaldır, çünkü bu hükümet bütünlük namına, toplumsal bütünlüğü, devlet bütünlüğünü ve halka dönük saygıyı taşımamaktadır.

Asım Akansoy; “Açıklamalar tüm kesimleri şaibe altında bıraktı”

CTP Milletvekili Asım Akansoy ise, Ercan ihalesi konusunun uzun süredir toplumda tartışıldığını belirterek, “Konu ile ilgili yapılan yorumlardan da anlaşılacağı üzere gerek ihale aşamasında, gerekse ihaleyi alan şirket anlamında çok ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. İyi yönetilmemiş bir süreçten bahsedilebilir. Bu süre zarfında bir yandan devletin, bir yandan da ilgili şirketin yükümlülükleri karşılıklı olarak aksamış ve bu aksamadan dolayı konunun mahkemeye götürülüp çözülmesi yerine konu ile ilgili ciddi şaibeler ve kamuoyunu rahatsız edici açıklamalar ardı sıra gelmiştir. Özellikle ilgili şirketin sahibinin yaptığı ve bürokrasi ve siyasi tüm kesimleri şaibe altında bırakan açıklamaları bizim açımızdan kabul edilebilir değildir” dedi.

“İlgili şirketle masaya oturulup pazarlık yapıldı”

Kötü yönetim anlayışının bu günlere kadar geldiğini vurgulayan Akansoy, “Konu ile ilgili şirket en son devleti yükümlülüklerini yerine getirmediği için  dava etmiş ve devlette bu konuyu mahkemede çözmek yerine masaya oturulup pazarlık yapılarak 4 yıllık ek sözleşmeyle bu sorunu çözmeye yönelmiştir” şeklinde konuştu.

“Ertuğruloğlu’nun itirazları dikkate alınmadı”

Bakanlar kurulunda bu konunun yeni bir rahatsızlık konusu olarak gündeme geldiğini belirten Akansoy, “Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun bu anlamda açıklamaları oldukça önemlidir. Sayın Ertuğuloğlu’nun Hüseyin Özgürgün’e yazdığı 5 ve 22 Mayıs tarihli metinler oldukça önemlidir. Dolayısıyla tüm bunlar ele alındığında Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun 7 maddeye itiraz etmesi ve sadece 3’ünün yerine getirilmiş olması ve 4’ünün de hiç dikkate alınmadığını açıkça ifade eden ve uyarılarına rağmen bu konunun sonuçlandırılması şaibeleri giderek artıran bir husus haline getirdi” diye konuştu.

“Sorumluluk Başbakana ve Ulaştırma Bakanına aittir”

Gelinen noktada sorumluluğun Başbakana ve Ulaştırma Bakanına ait olduğuna dikkat çeken Akansoy, “Çünkü sözleşme Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştır. Bu konunun da onaylandıktan sonra meclise getirilerek, mecliste tartışılması da başlı başına bir komedidir. Çünkü öncesinde konu ile ilgili hiç kimse ile istişare etmeden, halkı bilgilendirmeden, halkın bu yöndeki hassasiyeti dikkate alınmadan halka ve halkın temsilcilerine yapılmış olan saygısızca açıklamalar göz ardı edilerek bu sözleşmenin yapılmış olması, bırakın hukuki boyutunu, ahlaki boyutu ile de ciddi hassasiyetler içermektedir. Aynı zamanda da bu durumun devlete ekonomik anlamda sıkıntıları da olacağı açıktır” dedi.

“Ulaştırma Bakanı Görevden alınmalıydı”

Akansoy, sözlerine şu şekilde devam etti; “Tüm bunlar olurken eğer biz çağdaş demokratik bir yapı içerisinde olsak bu kadar büyük gerilimden sonra hükümetin gereğini yapması lazımdı. Gereği ise en azından Ulaştırma Bakanının görevinden alınması gerekirdi.  Mecliste yaşanan tartışma bana göre yüz kızartıcı bir tartışmaydı. Biz bu konuda takibimizi yapıp gerekenleri dile getireceğiz, ancak bu konu sadece meclisteki muhalefetin konusu değil tüm toplumun ve medyanın konusudur. Bu noktada da gelinen bilgilerin paylaşılması lazımdır çünkü gidişat gidişat değildir.”

Yeni Bakış

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.