IUGG, yani İntrauterin (rahim içi) gelişme geriliği fetüsün, standart ağırlığın % 10 altında bulunduğu durumlarda gerçekleşiyor. Ancak bazı bebekler, herhangi bir gelişme geriliği gelişmediği halde yapısal olarak küçük olabiliyor. Bu nedenle standart ağırlığın altında olan her fetüs için gelişme geriliği teşhisi konamıyor. Gelişme geriliği saptanmış olan fetüslerde yüksek strese girme, asfiksi (oksijen eksikliği), yeni doğan dönemde ölüm riski normal hamileliklere göre daha fazla.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Senai Aksoy, fetüste gelişme geriliğine yol açan pek çok neden olduğunu söylüyor ve bunların en önemlilerini şöyle sıralıyor:

• Annede damarsal hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları.
• Preeklampsi.
• Annede böbrek, karaciğer hastalıkları ve diğer kronik hastalıklar.
• Annenin yetersiz beslenmesi.
• Plasentada anormallikler.
• Annenin sigara, alkol veya uyuşturucu kullanması.
• Annede kansızlık (anemi).
• Fetüste muhtelif anomaliler.
• Kromozom anomalileri.
• İkiz gibi çoğul gebelikler.
• Fetüste enfeksiyonlar.

TEDAVİ NASIL YAPILIYOR?
Fetüste IUGG tanısı konduğunda hamilenin daha sıkı takip edilmesi gerektiğini belirten Dr. Aksoy, “Hamilelik süresince yapılan ultrason, doppler ve NST, biyofizik profil (BPP) testleri fetüsün tehlike altında olduğuna işaret ederlerse doğum gerçekleştirilir. Her ne kadar gelişme geriliği görülen bebekler normal doğumla dünyaya gelebilseler de sezaryenle alınmaları ihtimali normal hamileliklere göre daha yüksektir” diyor.

AMNİYON SIVISI ÖNEMLİ KRİTER
Hamileliğin ciddi risk taşıması için, yapılan testlerde amniyon sıvısının 50'den az olması, doppler ölçümlerinde bozulma saptanması, haftalık ultrason takiplerinde bebekte büyüme olmaması, bebek hareketlerinin azalması ve biyofizik profil değerlendirilmesinde 6 ya da daha az puan alması gerekiyor. Op. Dr. Senai Aksoy, böyle durumlarda en kısa sürede doğumun planlandığını, erken doğum ihtimaline karşı bebeğe akciğer gelişimini sağlayan ilaç tedavisi uygulandığını söylüyor.

Kaynak: ntvmsnbc